iKi Varlık iKi Yürek aTar DururmuŞ Uzaklarda
Ve ßu Varlıkların Kalpleri KanarmıŞ Her Gece
Kalßim Hep Kanamaya Mahkum Sanki.
ßir Kez de Kanamasa Sanki.. oLmaz mı..
Her Zaman Tek ßaşıma Yasadım Sevdamı ..
Tek Kişilik Dünyamda Çok Kişilik Sevdim.
Kocaman Sevdim ..
Sitem Deqil ßu Sözlerim Sakın Ha Yanlıs Anlama Sevgili..
Gönül Kırgınlıgı ßu .. Ama Sana Değil .. Sen Haklısın .. ßelki ..
Kırgınlığım Tamamen Kendime .. Gönlüme .. Yüreğime ..
ßu Yürek Var Ya ßu Yürek ..
Durur Durur Nerde imKansız Var Gider Onu Sever iŞte ..
SesSiz Sevmeye Odaklı Kalßim Sanki .. Haykırırcasına Sevmek iSterdim Oysa.
Sevmeler Hep iÇten .. Hep Susarak mı oLmaLı ?
ßen Seni ßir Kenardan .. SesSizce .. inCeden mi Sevmeliyim ?
öZLedim Seni . öZLüyorum .. eLimde DeğiL
Ruhun ßensizliğin ağırLığını Cekiyor mu Su Dakikalarda ..
ßilmiyorum
Ve .. ßilmeyi Deli Gißi iStiyorum ..
Suskunluğun aŞKından Daha Cok Deliye Çeviriyor ßilesin ..
SesSizliğinin Yanında SensizLiğine De Mahkum eTme ßeni Sevgili Ne oLur
ÖzLemin ßazen iSyana YöneltSe De Kalßimi Ve DiLimi
Yine De oRDa .. Her Nerdeysen .. iŞTe oRDa..
ßeni De ßeraßerinde Götürdüğünü ßiliyorum.
Her an aKLında oLmaSam Da Sevdam Girdi Ya ßir kez Yüreğine
Arada HatırlaSan Da oLur ßeni..
Sitemim Yok Sana Yüce GönüLLü SevDigim ..
Sitemim Yok Sana ..
ßir Yaprak Misali SaLınsa Da ßedenin Ardım Sıra
ßil Ki aSLa iZin Vermem Yere DüSmene ..
aVucLarımda SaKLarım Sana Ait oLan HerŞeyi Sakladığım Gißi..
KeSke ßüyüteßilseydin Cocuk Cesaretini
Ve
KeŞke aRTık MaZiDen TopLamak Zorunda HisSetmeSeydin
ßölünmüS Kimliğini ..
Cok iHTiyaCım Var ßuraLarda Sana ..
VarLığına .. SıcakLığına ..Sesine ..
ßırak Mazi aDına YakıŞır Şekilde Kalsın GeçmiŞte.
Sen Maziyi ßende YaSadığın Milyon YıLLık aSk'La An..
GeriSini ßırak Yüreklerimiz YaŞasın .
öZLüyorum Seni .. Her Zaman Ki Gißi ..
Hani Şu Anda Cıkıp Gelsen .. KoLLarına Sarsan ßeni ..
Sıcacık .. SımSıcacık DuyGuLarLa Minik ßir ßuse KondurSan Dudaklarıma
iÇsem Hasreti Dudaklarından Kana Kana ..
imKanSızLıgın TakıLsa Da Dikenlerine Hayatımın
Seni Sevmek Ne Güzel Sevgili ..
TarifSiz .. Seviyorum Seni
iCimde Sakladığım KimSesiz aSkın Sahißisin Sen..
Hep SenmiSsin ßeklediğim ..
Sana SaklıyormuSum Yüreğimdeki Kırık Yetim DuyguLarı..
AŞk'sın ßende .. HüzünSün ..
Göremediğim .. Dokunamadığım Can Yarım ..
SöylenmemiS Nice Sevda Sözümsün ..
iÇimdeki Yaralara ßelki De Tek Çözümsün..
Bir aTeş DüStü Yüreğime ..
Tam Suraya Sevgili ..
Hani Sol Yanımda GöğSümün Hemen aLTındaki Yer Var Ya..
aLev aLev Su anDa ..
aCaßa Diyorum .. Hani Tek iSTeğim
ßu Ama .. aCaßa ßen mi DüŞtüm aKLına..
uZanıp Da .. Yüreğimi mi Tuttun eLLerinLe..
ßelki De Kuruntu .. Cok iStiyorum Ya öyLe oLmasını ..
öyLedir Diye Umut eDiyorum iŞTe .. Kınama ßeni..
Cok ßekledim Cünkü .. Sitem oLmaLı mı aŞkın iÇinde Sevgili..
Sitem eTSem üZer miyim Seni..
Onca Zaman ßeklemiŞim Seni ..
Sitem eTmeDen .. eDemeDen .. Hem Sen SevmeSen De
Severim Ki ßen Seni.
ßeni Seviyorsun Diye Sevmiyorum Ya .. Sen oLDuğun iCin..
O Yüreği Ruhu TaSıdığın iCin .. HerSeyinLe .. Seviyorum ..
ßu ßizim MaSaLımız Değil mi Sevgili ..
Sonunda aSLa DüŞmeyecek oLan üC eLma Var GerCi Ama..
SonSuz ßir MasaL oLsun ßizimkiSi..
Varsın oLmasın Sonu .. Hani .. ßiLSeLer ..
KıSKanırDı Ya Cümle aLem ..
ßizi .. Sevgimizi .. Ama ..
Varsın KimseLer ßilmesin Yüzyılın En Güzel aŞk MasaLını..
SeSsiz SevmeLere Mahkum eTTin ßu Yüreği SevDiqim ..
SenDen Gelen Her Güzel Seyle ßirlikte ßuna da EyvaLLah
Kalßim Kalßine Emanet Yar...
ßen Ruhuna Talißim.
Ömer Sabri Kurşun

Uğruna ölmekse eğer seni yaşatmak,bin defa ölürüm de adına leke sürdürmem...
Gururdur, namustur bayrak ve sancak, aksa da kanım korkma; haini güldürmem...
"Bankacılar paranın sahte olup olmadığını anlamak için, parayı ışığa doğru tutup,
bakın bakalım içerisinde ATATÜRK var mı, yok mu?
İçerisinde ATATÜRK olmayan adamlara iltifat etmeyiniz.
Cumhuriyete sahip çıkınız."
GİRİŞ
Düşüncelerim,benim hayatım için seçtiklerim ve değiştirmenin yolu da kabullenmek, herşey için öncelikle şükretmek...
Kocaman bir evren kollarını açmış kucaklamak için bizi bekliyor.
Ve emin olun ki dünya hepimizin etrafında dönüyor...
Belki farkındasınız belki de değilsiniz ama gerçek bu!
Düşüncelerimiz ne ise biz o’yuz...
Yani bugün yaşadıklarınız, geçmişte kendiniz için düşündüklerinizin toplamı!
Gelecekte yaşayacaklarınız ise bugün ki düşünceleriniz ile şekillenecek tabii ki.
Bugün sahip olduğunuz herşeye şükrettiğiniz, teşekkür ettiğiniz ve istemeye devam ettiğiniz sürece...
Sahip olduğumuz(düşünce gücüyle)enerjiyle, olumlu ya da olumsuz düşündüğümüz her şeyi hızla hayatımıza çekiyoruz...
Ve çok ilginç insan bedenindeki enerji miktarı yaşadığı şehri(ne kadar büyük olursa olsun) bir hafta boyunca aydınlatacak kadarmış.
Şimdi geçmişe şöyle bir baktığımda içsel anlamda bunu bildiğimi fark ettim ve farkında olmayarak kullandığımı.
Ama önemli olan farkında olmak dolayısıyla hatırlamayı hatırlamak...
Şimdi farkındayım!
Ömer Sabri KURŞUN
Üç çeşit dost vardır;birincisi ekmek gibidir her zaman istersin.İkincisi ilaç gibidir lazım olunca ararsın.
Üçüncüsü mikrop gibidir o gelir seni bulur.
*****
Karıncaya sormuşlar; '' nereye gidiyorsun?'',
'' dostuma'', demiş.
''Bu bacaklarla zor'' demişler.
Karınca; '' olsun, varamasam da yolunda ölürüm'' demiş...
Yolunda ölünecek dostlara...

yalancılar, dürüstler, düz insanlar, zorbalar..
Gülümseyen kalpler arayın, az da olsa etrafı tarayın.
Gözlere mi sakın ha aldanmayın, sözlere hele hiç kanmayın.
Haydi rast gele...
Ş A N S I N I Z A...
16 Şubat 2009 Pazartesi
Sessiz sevmelerim...
Bir mektup
Bir mektup bu...
Sana yazılan diğer mektuplardan sadece biri.
Her ne kadar gönderilmediyse de hiçbiri,
yine ve son defa gözlerine düşeceğim sözlerimi.
Diğerlerine benzemeyecek bu kez yazacaklarım,seninle yaşanan anları anlatmayacağım bu kez satırlarımda.
"Senden önce"..
"Seninle"..ve
"Senden sonra"
diye ayırmayacağım zamanı.
Gidişini yazmayacak,bana kalanları,sonraları,'belki' ile başlayan umutları, 'keşke'li hayıflanmaları,karanlık geceleri,bitmez bekleyişleri,derin iç çekişleri, hüzünleri ve ağlayışları düşmeyeceğim satırların arasına...
Sana şimdi ve son defa,
hiç duymadıklarını yazacağım bu mektupta.
Çok zaman oldu sen gideli.
Kaç gün doğumu yaşandı ve kaç geceyi karşıladı yokluğun!
Kaç mevsim gördü içimin ağlayan yanı,bilmiyorum...
Üzerine yağmurlar yağdıracak kadar çok zaman oldu gidişin.
Yarayı soğutacak,acıyı azaltacak,sana herkes gibi bakmayı öğretecek kadar çok.
~Sildim seni başka kılan ismini yüreğimden!..
Dün sabah tek başıma yürürken artık aydınlığını seçebildiğim sokaklarda,
aklımdan geçenlerdi belki de beni yüreklendiren,
kalemi elime düşürüp "Yaz bunları" diyen.
İçimde avazı çıktığınca "Yeniden başla!.."
diyen bu sesi dinlemeli diyorum nicedir.
Teslim olmalı bu sese ve..
Ve yeni bir hayat yeşertmeli,geçmişi yaşamak yerine.
Bir tohum ekmeli toprağa ve
büyümesini,filizlenmesini beklemeli her yeni günde.
Bir kez daha tutunmak yaşama ve düşmelere inat bir kez daha kalkmak ayağa.
Yeni bir güne uyanıp geleceğe bakmak, ve sen dolu maziyi artık yoktan saymak.
Vazgeçtim senli geçmişten...
~Sildim bütün bekleyişleri sözlerimden!..
Artık biliyorum!
Gelsen de hiçbir şey değişmeyecek,bunca yaşanmışı silmeye yetmeyecek hiçbir dönüş.
Unutturmayacak ardımızda kalan onca zamanı ve dönsen de bir gün, bayram olmayacak eskisi gibi o günün adı.
Öyle çok şey değişti ki, öyle çok şey yitip gitti ki içlerimizden.
Her gün biraz daha yitirdik bize dair olanı,
hergün biraz daha kaybettik koruyamadık bizi birbirimize mecbur kılan o güçlü bağı.
İşte bu yüzden biliyorum artık, bu bekleyiş sonlanmalı...
~Sildim seni ümitlerimden!...
Sona geldik işte, hani o çok sevdiğim şiirin son mısraları gibi;
"Bir tek gece vardır insanın hayatında
Ömür boyu sürer nöbeti
Bu da öyleydi
İyi ol
Sağ ol
Uzak ol
Ama bir daha görme beni"
Hoşçakal uzaktaki sevgili...
Ö.S.KURŞUN
13 Şubat 2009 Cuma
Yağmurlu bir gece çal kapımı
Yagmurlu bir gece çal kapımı.
Açınca karsımda göreyim seni.
Islanmıs ol, sırılsıklam, yorgun,
Kucaklayıp yuvama koyayım seni.
Yagmurlu bir gece çal kapımı.
Yapıssın saçların sarsın alnını.
Bir titreme sarsın dudaklarını,
Nefesimle ısıtıp, yakayım seni.
Yagmurlu bir gece çal kapımı.
Söminemiz yansın köse basında.
Yaklas, yavasça soyun, gel kollarıma,
Bir damla su gibi yutayım seni.
Yagmurlu bir gece çal kapımı.
Dolasalım çılgınca sokakları.
Geçelim çamurlu yollardan,
Baharlara, yazlara götüreyim seni.
Yagmurlu bir gece çal kapımı.
Simsekler çaksın, yaksın bulutları.
Paramparça geceler darmadagın,
Aydınlık safaklara çıkarayım seni.
Yagmurlu bir gece çal kapımı.
Bir duman, sis kaplasın her yanı.
Açılsın gökkusagı geçelim altından,
Yeni bir dünyaya götüreyim seni.
Yagmurlu bir gece çal kapımı.
Bitirelim o gün bütün ayrılıkları.
Bir damla atesle dudaklarımdan,
Yakayım,kül edeyim, savurayım seni.
Bolat ÜNSAL
Seni Kaybetmekten mi?
Rüyanın en tatlı yerinde uyanmak gibiydi seni kaybetmek!
Tam düzlüğe çıkmışken; bir uçurumun kıyısında bitmesiydi yolumun...
Dalında, apansız solmasıydı sarı gülümün...
Kırk yıllık pınarımın, kurumasıydı ateşten...
Artık sen,
Yokluğuna methiyeler düzdüğümdün!
"Sen, mutlulukla kıydığım; ölüm ayırana kadarlık bir nikahtın.
Sıranın acıya geldiği, bir bedeldi yokluğun!
Sen, yazılarıma eni konu yerleşmiş; adı, cismi belirsiz bir sevda; mutlulukla sarmaş dolaş bir hüzündün!
Kalemimi tutuşturan; ölümü, hasreti cümlelerime taşıyan bir ateşti yokluğun!
Sen, hayatla yaptığım bütün savaşların ganimetiydin.
Namlusu yüzüme dönük bir silahtı yokluğun!
Sen, vazgeçmemin engeliydin; anlaşmaya hep uydum.
Ölümle hayat arasında gidip gidip geldiğim, Rus ruletiydi yokluğun!
Gözlerim ağlarken, gülümseten hatıralardın sen!
Söylediğim türküler, okuduğum şiirler, en içli şarkılardın!
Oysa, uyarmıştım da seni, sakın gitme! demiştim:
Gidersen, bütün şarkılar hicaz olur, bütün türküler ağıt!
Gidersen, dönülmez akşamın ufkunda kala kalırım yapayalnız!
Bir uçurumun kenarında, yüzüm gökyüzüne dönük, beklerim, beni sana getirecek rüzgarın esmesini
Gidersen yazamam da ardından, kelimelere sığdıramam sensizliği"
Ansızın vuruyor acın,
Zamanıymış, değilmiş, hiç umursamadan...
Ölüm,
Yollarını değiştiriyor yol arkadaşlarımın...
Keder yüklü bir kervan kalkıyor yüreğimden...
Her yitirdiğimle,
Bir vagonu eksiliyor yaşam trenimin...
Ve
Yaklaşıyor son istasyon...
Oysa,
Beni beklemeliydin.
Vasiyet eden bendim!
Kanatlarını çırpmaktan yorgun düşerse mutluluk, sevda türküleri hasretten dem vurmaya başlarsa,
Öyle sağanak değil, ince ince yağarsa yağmur,
Başının üstüne çöreklenirse hüzünlü bulutlar, amber gibi kokarsa toprak,
Beni hatırla sevdiğim; bir yağmuru, bir yüreğini çok sevdim.
Büyük bir trende, yalnız bir kompartıman görürsen, penceresinden akıp gidiyorsa şehirler,
Dur durak bilmeden soluksuz yaşanıyorsa yolculukların,
Koltuğun üzerinde açık duruyorsa eski bir kitap, okudukça savruluyorsan zamanın suyunda,
Hangisi hayal, hangisi gerçek karıştırıyorsan,
Beni düşün sevdiğim; uzun bir yolculuğun tam ortasında,
Hiç istemeden gittim.
...
Sadece gömüldüğüm gün gel, mezarımın başına, bir kaç dakika daha kal
Herkes çekildikten sonra;Ben, yüreğine yuva yapmış bir kuştum,
Gitmeden önce, azat etmeyi unutma!
Önce hanginiz diye sormadı ki Azrail!
...yazı-tura attı sanki; sen kazandın, ben kaybettim!
Şimdi, öfkeden çıldırıyorum hasret nöbetlerinde; vuslat için çırpınıyor bir yanım
Gel gör ki, celladım olamıyorum; dönemiyorum sözümden...
Ölemeyişim bu yüzden!
Nazan Danacıoğlu
SENİ ÖZLEMEK
Seni özlemenin
Ne demek olduğunu sor bana,
Yetmiş iki dilde anlatabilirim
Kitabını yazabilirim sayfalarca.
Yalnızlığın rezilliğini
Kokuşmuşluğunu
Ve çıplaklığını da.
Ama hiç kimse
Kavuşmanın güzelliğini
Sormasın bana / anlatamam.
Ben sana hiç kavuşmadım ki!
Bilmiyorum
Dudakların nasıldır.
Sıcak mı ateş topu kadar,
Yoksa soğuk mu
Buza kesmiş bir bardak su gibi?
Kıvrımlarına,
Kırmızı karanfiller mi tutunmuş,
Küle gizlenmiş kor mu var?
Tenime değdiğinde dudakların
Cemre mi düşer bedenime,
Mızrap değen bir saz teli gibi
Titrer mi yüreğim bilmiyorum.
Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki!
Bir kadını sardığında kolların,
Ürkek ceylânlar
Nasıl kurtulur tuzağından?
Dolu yemiş yaprak gibi
Nasıl titrer bir yürek?
Ellerin nasıl okşar bir bedeni,
Goncalar
Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum.
Hiç sana sarılıp yatmadım ki!
Kısacası:
Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim.
Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana.
Yokluğunda yıllardır
Özlemine dayanmayı öğrendim
Yokluğuna katlanmayı
Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa
Ustası oldum beklemenin
Tükenmek pahasına.
Ama hiç kimse / kavuşmayı,
İki derenin birbirine karışıp
Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu
Sormasın bana ,anlatamam.
Çünkü seninle ben,
Ayrı kaynaktan doğmuş
Sularında hasretleri taşıyan
Başka denizlere koşan iki ırmağız.
Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları
Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız.
İşte onun için
İki dere nasıl karışır birbirine
Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum.
Seninle
Hiç aynı yatakta coşmadım ki!
Sen bana /yalnızca
Ve sadece
Kahpe sensizliği sor
Rezil beklemeyi , özlemeyi sor.
Tanrı şahidimdir
Kurda kuşa
Dağa taşa bile anlatabilirim.
Demem o ki uzaktaki yakınım:
Vuslatlara yabancıyım,
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim...
30.6.2008
Ö.S.KURŞUN
12 Şubat 2009 Perşembe
Kızıl güneşi içerim yokluğunda...
Kızıl Güneşi İçerim Yokluğunda
Bilir misin?
Tenine dokunmayı
Ellerini tutmayı
Yanağından öpmeyi
Seni koklamayı
Ama yoksun artık sen;
Gecemin karanlığında
Yıldızında…
Gündüzümün güneşinde
Mavisinde…
Bilir misin?
Aklıma düştüğünde…
Nasıl sızlar bu yürek yanan ateşinle
Bilir misin…. Eeeey can?
Sensizliğin dayanılmazlığını…
Her gurup vakti
Kızıllığını şarap şişelerine doldurup
Yıllandırdığımız güneşi içtiğimi
İçtikçe
Film şeridi gibi gözlerimin önünde uçuşan anılarda
Anılar, anılar her yanda
Halen nefes alışın…
Saç telin…
Kokun….
Sıcaklığı teninin…
Bazen gülen
Huzurlu, sessiz
Beni ısıtan
Baktıkça bağlandığım gözlerin…
Sana söylenmemiş nice şiirim var;
Yazılmamış, okunmamışlar…
Neden hep geç kalırım?
Yaşamı, sevgimi yakalamak için
Sunduğumu sanırım
Aslında sunamamışımdır
Sessizce durduğum yerde
Beynimde, yüreğimde
Belki bencilce
Birazda kendimce
Hep yitince
Anlarım
Ağlarım….
Sessiz sessiz ağlarım
Belki geceme bir yıldız kayar
Sen gülümsersin bana
İçime dolarsın azar azar
Hissetmeye çalışırım seni
Yalnızlıktan
Karanlıktan
Kendi soluğumdan ürkerim
Upuzun ve yorgun
Sonunda uykuya yenik düşerim
Kendimi bilinçaltıma salıveririm
Bazen senin yerine
En az senin kadar özlemini çektiğim
Annem sesiyle karşılar 'Yavrum' diye
Kollarıyla sarar
Sıcaklığıyla ısıtır, korur beni
Birden sahne değişir
Filim kopar sanki
Koptuğu an kötüdür, soğuktur
Ve uyanır apansız
Yaşama gün doğuşuyla başlarım
Boynu bükük,
Ve yine sensiz.
Tahsin Özmen
src="http://pagead2.googlesyndication.com/pagead/show_ads.js" type="text/javascript">
Son durak...
Eğer 9 Canlı Bile olsaydın,
An Fazla 8 Kez Kaçabilirdin Ölümden!
Bil ki 7 Düvele Sultan Dahi Olsan,
Yerin 6 Mekân Olacak Sana.
En Fazla 5 Metre Kumaş Götürebileceksin!
Kapatacaksın 4 Açsan da Gözlerini!
Bu 3 Günlük Fani Dünyada.
Azrail’e 2 Kat Olup Yalvarsan da Nafile,
Ecel Geldiğinde 1 Gün Öleceksin! ;
İşte, O An Her şey 0 dan Başlayacak.
Çünkü;ÖLÜM BİR YOK OLUŞ DEĞİL, YENİDEN DiRiLiŞTiR!