Bana hak etmediğim şeyleri yaşattığın için sana teşekkür ederim. Sana mı kızayım, kendime mi kızayım bilemedim...
Ya çok iyiyim ya da çok aptalım. Bunlardan biri olmasaydım zaten, bu kadar iyi niyetli olmazdım sana karşı biliyor musun?..
Artık sana karşı ne hissettiğimi bile bilmiyorum. Sana hala değer veriyor olabilirim ama sana âşık olduğumdan emin değilim. Senden nefret etmem gerekiyor hatta. Geçirdiğim bunca yılı bana zehir ettin, eğer ben bugün bu durumdaysam, bunları yazıyorsam sana, emin ol bunda senin payın çok, başrolde oynadın benim bu acı hayat filmimde...
Bir başkası olsa seni umursamaz bile ama ben aptalım ya hala seni düşünüyorum.
Çünkü seni kaybetme korkusunu yaşadım bir kere.
Birini kaybettiğin zaman bir daha hiç bir şey eskisi gibi olmuyor biliyor musun?..
Pişman da olsan, çokta sevsen bir şey değiştiremiyorsun.
O yüzden, üç günlük dünya kötü deyip de, olan hiçbir şeyi yaşanmış kabul etmek istemiyorum.
Ama bazen öyle durumla karşılaşıyorum ki yaşanmamış gibi düşündüğüm her şey bir film şeridi gibi gözümde canlanıyor.
O zaman sana çok kızıyorum biliyor musun?..
Seni anlayamıyorum biliyor musun?..
Benim için çok değerlisin diyen de sensin, gidince dayanamayıp koşup gelende sen, kollarıma atlayan da sen, beni umursamayan da. Yoksa en aptal beni bulduğun için mi?.. Bu nasıl oluyor bunu bana bir açıkla lütfen ya. Ama yok açıklayamazsın sen değil mi? Ben şimdi seni kendinle baş başa bırakacağım uzun bir süre. Bu zamana kadar senin için elimden geleni yaptım.
Hala yanımdayken sana sahip çıkmak istedim ama biraz benim yokluğumu fark et ben ne yaptım de kendini bir sorgula olur mu?..
O zaman anlayacaksın benim değerimi...
Bir yer de okumuştum diyordu ki" insanlar sizin onlar için yaptıklarınızı görmezler, ta ki siz yapmayı bırakana kadar " Umarım sen de fark edersin. Öyle bir gün olacak ki fark edeceksin ama çok geç olacak. Kalbime geri dönmeye yüzün kaldı mı?..
Kalkınca sabahları aynaya bakıp kendini sorgula. Kalmadı değil mi? Bitmiş değil mi bana yaşattığın yalancı baharlar...
"İnsanları tanımak denizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur..." demişlerde ben hadi ya boş verin olmaz demiştim.
Adam doğru demiş meğerse. İşte tecrübe bunun adı. Bende şimdi yeni bir tecrübe edindim sayende acıda olsa.
Haydi; şimdi sen topla bohçana yalancı baharlarını, satış için başka yere tezgâh kur. Ama herkes benim gibi değil, elinde makbuz bekler, cezanı keser... Sen en iyisi "uğurlar olsun" şarkısı dilinde, ahım ise heybende, yürü git cehenneme…
Şimdi veda partisi zamanı benim için. Senli sensizliğimi kutlayacağım. Benim için aynalarda eğlence zamanı…
“İçten duyulan acının ve yapılan bedduanın dıştan nişane ile kendini belli etmeye ihtiyacı yoktur...” derler bilir misin?..
Acı deyip geçme. Bazı acıların güzel tarafları vardır. Canın yanar ama, sonunda kime güvenip, kime güvenmeyeceğini çok iyi anlarsın.
Evet acı çekiyorum senden sonra; ama unuttuğun bir şey var sevgilim; "Çektiğim her acı beni değil, içimde ki seni öldürmekte!.."
Üzülme alıştım ben acı çekmeye. Bir renk olsam Allah kesin siyah olarak yaratırdı beni...
Hz. Mevlana demiş ki: “Aşk acısı taşımayan yürek; Ya deliye aittir, ya ölüye. “
"Bizim yörelerimizde kaderimiz doğuştan yazılır şiirlerimiz hayatımızı anlatır Sevdamız yüreğimiz kadar mert olur. Seni unuttum kelimesi sadece mezar tasımız da yazılır..." Ama sen buna fırsat vermedin, kalbimde önce kendini öldürdün…
07.09.2014
Ömer Sabri KURŞUN)