Powered By Blogger

GİRİŞ

Düşüncelerim,benim hayatım için seçtiklerim ve değiştirmenin yolu da kabullenmek, herşey için öncelikle şükretmek...
Kocaman bir evren kollarını açmış kucaklamak için bizi bekliyor.
Ve emin olun ki dünya hepimizin etrafında dönüyor...
Belki farkındasınız belki de değilsiniz ama gerçek bu!
Düşüncelerimiz ne ise biz o’yuz...
Yani bugün yaşadıklarınız, geçmişte kendiniz için düşündüklerinizin toplamı!
Gelecekte yaşayacaklarınız ise bugün ki düşünceleriniz ile şekillenecek tabii ki.
Bugün sahip olduğunuz herşeye şükrettiğiniz, teşekkür ettiğiniz ve istemeye devam ettiğiniz sürece...
Sahip olduğumuz(düşünce gücüyle)enerjiyle, olumlu ya da olumsuz düşündüğümüz her şeyi hızla hayatımıza çekiyoruz...
Ve çok ilginç insan bedenindeki enerji miktarı yaşadığı şehri(ne kadar büyük olursa olsun) bir hafta boyunca aydınlatacak kadarmış.
Şimdi geçmişe şöyle bir baktığımda içsel anlamda bunu bildiğimi fark ettim ve farkında olmayarak kullandığımı.
Ama önemli olan farkında olmak dolayısıyla hatırlamayı hatırlamak...
Şimdi farkındayım!

Ömer Sabri KURŞUN

Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma!Taşıyamazlar,kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar...
Üç çeşit dost vardır;birincisi ekmek gibidir her zaman istersin.İkincisi ilaç gibidir lazım olunca ararsın.
Üçüncüsü mikrop gibidir o gelir seni bulur.
*****
Karıncaya sormuşlar; '' nereye gidiyorsun?'',
'' dostuma'', demiş.
''Bu bacaklarla zor'' demişler.
Karınca; '' olsun, varamasam da yolunda ölürüm'' demiş...
Yolunda ölünecek dostlara...


https://kursunsabriomer.blogspot.com
Çeşit çeşit insanlar yanıltmasın sizi;
yalancılar, dürüstler, düz insanlar, zorbalar..
Gülümseyen kalpler arayın, az da olsa etrafı tarayın.
Gözlere mi sakın ha aldanmayın, sözlere hele hiç kanmayın.
Haydi rast gele...
Ş A N S I N I Z A...

Dostluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dostluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Haziran 2009 Cumartesi

D O S T L U K


http://kursunsabriomer.blogspot.com
Marcus Tullius Cicero,Yaşlıktan(De Senectute),sonra Dostluk'u(De Amicitia) da övdü.Düşünce, Aristoteles'le Theophrastos'tan gelmektedir.Ancak, Romalı stoacı Cicero,dostluğun, Yunan kökünden gelen tanımını Romalılaştırmıştır.Tanım,stoacılığın temel düşüncesine uygundur:Dostluk,anlaşmaktır(symphonia).Dostluk,insanların insanlarla ve tanrılarla ilgili her şeyde,yakınlık ve sevgi duygularıyla anlaşmalarıdır.Ancak,iki insanın birbiriyle anlaşabilmesi kolay değildir.Dostluğu gerçekleştirecek bir anlaşmanın doğabilmesi için birtakım nitelikler ister.Bu nitelikleri taşımayanlar,dost olamayacakları gibi,dost da edinemezler.Cicero,yapıtında,bu nitelikleri bilimsel bir sıraya sokarak saymamıştır.Yapıtın bütünü içinde, konuşmanın gidişine göre serpiştirilen bu nitelikler,şöylece sıralanabilirler:
http://kursunsabriomer.blogspot.com
1- Dostluk, ancak iyi insanlar arasında gerçekleşebilir. İyilik, dostluğun en gerekli niteliğidir.İyi olmayan insanlar dost olamazlar.Ama iyiliğin ölçüsü nedir?..Cicero,iyilik konusunda,filozofların ölçülerini aşırı bulmaktadır.Filozoflara göre,bir insanın iyi olabilmesi için,bilge olması gereklidir.Cicero'ya göre,bu anlamda bir iyiliğe hiçbir ölümlü erişememiştir. Bilgelik,kıskançlık dolu,karanlık bir sözdür.İyi sayılmak için doğruluk, dürüstlük, hakseverlik ve cömertlik yolunu tutmak yeter.Katıksız iyilik, erdemli kişide bulunur.Çünkü dostluğu hem doğuran,hem sürdüren erdemdir.Genellikle iyi sayılan insanlar,iyi insanlardır.Onların erdemleri,günlük yaşayış için yeterlidir.Hiçbir zaman, hiçbir yerde bulunmayan insanları düşlemek gerekmez.
http://kursunsabriomer.blogspot.com
2- Dostluk, sürekliliği gerektirir. Süreklilik niteliği bulunmayan yerde,dostluğun sözü edilemez.Sürekliliği de ancak erdemlilik sağlayabileceğine göre,bu nitelik,iyilik niteliğine sıkıca bağlıdır.Cicero'ya göre, gerçek
dostluklar ölümsüzdür.Ancak bu sürekliliği sağlamak da kolay bir şey değildir.Ortaya çıkar ayrılıkları çıkabilir,
siyasal düşünceler çatışabilir, insanların huyları değişebilir.Kara alınyazıları gibi,dostluğun üstüne çöken öyle
rastlantılar vardır ki,bunlardan kaçınmak,insan bilgeliğinin değil,talihin işidi
3- Dostluk, her alanda uyuşmayı gerektirir. Her alanda uyuşmamış olanlar,süreklilik niteliğini,bundan ötürü de dostluğu sağlayamazlar. Düşüncelerinde,beğenilerinde,yaşayışlarında benzerlik bulunanlar,birbirleriyle
uyuşabilirler.Ayrı düşünceler,ayrı beğeniler,ayrı yaşayış biçimleri uyuşma yerine,çatışma doğururlar.Her alanda uyuşmamış kişilerin dostluğu,yalancı bir dostluktur ve her yalancılık gibi günün birinde kırılıp dökülmek zorundadır.
http://kursunsabriomer.blogspot.com
4- Dostluk, sadakati gerektirir. Çünkü uzun bir süre uyuşmuş bulunanlar,bu uyuşmanın bir,ya da birkaç niteliğini yitirebilirler.Önceden uyuşmamış kişilerin dostlukları ne kadar yalancı bir dostluksa,bu niteliklerin yitirilmesinden ötürü bozulan dostluklar da o kadar yalancıdır.Gerçek dostluk,ölümsüzdür.Talihin gözü kördür
derler ama,güler yüz gösterdiği kişilerin de gözlerini kör ettiği bir gerçektir.Onlar,çok kez,bir kendini beğenme ve dostunu hor görme duygusuna kapılabilirler.Hiçbir şey,talihli bir budaladan daha çekilmez olamaz.Kimilerinin; önceden erdemli insanlarken,kumanda ve yetki elde ederek mutluluğa eriştikten sonra,değiştikleri,eski dostlarını hor görüp yenilerine bağlandıkları görülebilir.Yetkileri ya da paralarıyla alınabilecek her şeyi elde edip de,dostluğu,evrenin bu en değerli ve en güzel süsünü elde etmemelerinden daha budalaca ne olabilir?Alınabilecek olan şeyler,kim güçlüyse onun malıdırlar.Dostluksa,sadece dostun malıdır.
http://kursunsabriomer.blogspot.com
5- Dostluk,akıllılığı gerektirir. Herkesin mallarını alırken,sadece kendisinin olanı almasını beceremeyen budalalar dostluk kuramazlar.Bu akıllılık, sevgi alanında filizlenen bir akıllılıktır.Sevgi erdemi,dostlukları hem kurar,hem korur.Çünkü, onda her türlü ahenk,süreklilik,sağlamlık vardır.Kendini gösterip ışığını parlattığı zaman,başkasında da parladığını gördüğü erdem ışığına yaklaşır,ondaki ışıktan da ışık alır.Dostluk,işte bu ışıktan tutuşur.Sevgi ve dostluk sözcükleri aynı kökten gelirler(Amor, amicitia, amore).Sevmekse,hiçbir şeye
gereksinmeden,hiçbir yarar beklemeden,sevilen'e bağlanmak demektir.Akıllılık,gerçek olanla gerçek olmayanı
ayırmada tek ölçüdür.Yüze gülücüyle gerçek dostu,akıllılık ayırır.
http://kursunsabriomer.blogspot.com
6- Dostluk,birliği gerektirir. Taras'lı Arkhitas (İ.Ö. dördüncü yüzyılda yaşayan Pythagorasçı filozof) ne doğru söylemiş:Bir insan,göğe yükselerek evreni ve yıldızların güzelliğini seyretseydi bu seyir ona hoş gelmeyecekti.Oysa yanında gördüklerini anlatabileceği bir dostu bulunsaydı bundan pek hoşlanırdı...Evet, doğa yalnızlığı sevmiyor. Dostluğun en tatlı yanı da, doğanın istediği bu birlikteliği gerçekleştirmesidir.Doğa,ne istediğini,ne aradığını bu kadar açık olarak belli ettiği halde,bilmem nasıl oluyor da bu kadar sağırlaşabiliyor,doğanın uyarmalarına kulaklarımızı bu kadar tıkayabiliyoruz?..Dostlar arasında,sadece sevgi ve beğenme değil,saygı da bulunacaktır.Doğa,dostluğu,erdemin yardımcısı olsun diye vermiştir,kötülüklerin yardakçısı olsun diye değil.Onun amacı şudur:Erdem,tek başına en üstün iyi'ye erişemediğine göre,oraya başkasıyla birleşip ortak olarak erişsin.İşte,bence,diyor Cicero, insanların peşinde koşmaya değer saydıkları her şeyi, şerefi, ünü, ruhun sükun ve sevincini içine alan birlik, bu birliktir.Bütün bunlar var olunca,yaşamak, mutlulukla dolar.Bunlar olmadan mutlu olunamaz.Mademki bu birlik,en üstün iyiliktir, onu elde etmek istiyorsak,erdem kazanmaya çalışalım.Erdemsiz,ne dostluğa,ne de herhangi bir şeye erişebiliriz.Erdeme değer vermeden dost edindiklerini sanan insanlar bir gün kötü bir olayla karşılaşmak zorunda kalırlarsa,o zaman;ne kadar yanılmış olduklarını anlayacaklardır.Atinalı Timon bile(insanların nankörlüğünden tiksinerek yalnızlığı arayan Atinalı zengin),tiksintisini dökebilecek bir insan aramamaya katlanamamıştır.

Cicero,yapıtında,dostluğun sınırlarını da çizmeye çalışıyor.Soruyor:Acaba,Coriolanus'ün(İ.Ö. V'nci yüzyılda yaşayan Romalı komutan, önceleri pek sevildiği halde,sürgün cezasına çarptırılınca Roma'nın üstüne yürümeye kalkmıştı)dostları olsaydı,vatana karşı,onunla birlikte silaha sarılırlar mıydı?.. Doğa,dostluğu,erdemin yardımcısı olsun diye vermiştir,kötülüklerin yardakçısı olsun diye değil.Dostluğun temeli,erdeme karşı duyulan saygıya dayandığına göre,insan erdemden ayrılırsa,dostluk süremez.Utanç verici bir şey istememek,istenince de yapmamak,dostluğun en kutsal yasasıdır.Dosttan şerefli şeyler istemek,dost uğruna şerefli şeyler yapmak,dostluğun en kutsal yasasıdır.

Bu konuda üç düşünce ileri sürülmektedir:
http://kursunsabriomer.blogspot.com
a) Dostumuza karşı,kendimize beslediğimiz duyguların aynını beslemek düşüncesi: Bu düşünce,doğru bir
düşünce değildir.Çünkü,kendimiz için yapamayacağımız nice işler vardır ki,dostlarımız uğrunda pekala
yapabiliriz.Örneğin,kendimiz için yalvarmak şerefsizlik olduğu halde,dostumuz için yalvarmak ne büyük şereftir.
http://kursunsabriomer.blogspot.com
b) Dostumuza karşı,dostumuzun bizim için beslediği duyguların aynını beslemek düşüncesi: Bu düşünce de,doğru değildir.Yapılan ve görülen iyiliklerin eş olmasını istemek,dostluğu çok ince ve derin hesaplara vurmak demektir.Gerçek dostluk,daha zengin, daha cömerttir. Aldığından çok vermemekte bu kadar titiz davranmaz.
http://kursunsabriomer.blogspot.com
c) Dostumuza karşı,onun kendisine beslediği duyguların aynını beslemek düşüncesi: Bu düşünce de yanlıştır.Çünkü,kimi insanların güçleri kırılmış,ya da başarıya ulaşma umutları yitirilmiş olabilir.Dostunun da onun gibi düşünmesi dostluğa yaraşmaz.Tersine,dost,dostunun güçsüzlüğünü gidermeye,yitirilen umutlarını desteklemeye çalışan kişidir.

Öyleyse,gerçek dostluğun sınırları başka türlü çizilecektir:Töresel bir temizlik içinde katıksız bir anlaşma.

Dostluk üstüne söyleyeceklerim işte bunlar,diyor Cicero,size gelince,siz erdeme öylesine değer verin ki,onsuz dostluk olamaz erdemden başka hiçbir şeyin dostluğa üstün tutulabileceğine inanmayın.
http://kursunsabriomer.blogspot.com

http://kursunsabriomer.blogspot.com


(a)


13 Nisan 2009 Pazartesi

Dostluklar vardır



Yüzyüze dostluklar vardır;
Güneşle ayçiçeğinin dostluğu, böyle bir dostluktur mesela.
Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten...

Uzak dostluklar vardır;
Denizlerin ortasındaki bir adayla, dağların arasındaki bir göl,
birbirlerinin uzak dostlarıdır.
Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine...

Sessiz dostluklar vardır;
Dilsiz bir adamla, duymayan bir başka adamın elleri arasında sessiz bir
dostluk oluşur.
Herşeyden konuşur sessizce bu eller...

Zorunlu dostluklar vardır;
Pazar ile Pazartesinin dostluğu gibi. Pazar ağır bir gündür, Pazartesi hızlı bir gün...
Ayak uyduramazlar birbirlerine. Ama dost olmak, yanyana durmak
zorundadırlar...

Uzun dostluklar vardır;
İkindi güneşinin altında uzayan gölgeler birbirlerine kavuşurlar ve
uzun boylu bir dostluk oluşur aralarında...

Günün birinde ölen dostluklar vardır;
Bir bahçe içindeki ahşap ev ile yanıbaşında duran ceviz ağacının dostluğu
gibi...

Bir gün kocaman elli adamlar ve kocaman gövdeli makineler o bahçeye girip
de, [bir süre sonra evin ve ceviz ağacının yerinde asık suratlı binalar
yükseldiği zaman ölen dostluklar...]

Vakitsiz dostluklar vardır;
Bir peçete, bir kağıt mendil vakitsizce dostu oluverir gözlerimizin...
Ya da ayrılırken verilen bir dal karanfil ellerimize o anda gelen
dostluktur...

Bakımsız dostluklar vardır bir de...
Zaten var, zaten dostuz deyip yıllarca bir telefonun, bir kaç cümlelik
mektubun bile çok görüldüğü dostluklar...

HİÇ BİR DOSTLUĞUN BAKIMSIZ KALMAMASI DİLEĞİYLE...

(a)


25 Mart 2009 Çarşamba

Dost......



Dost vardır ekmek gibi
Acıkınca ararsın
Dost vardır akrep gibi
Sen ondan hep kaçarsın
Dost vardır ilaç gibi
Sen hep onu ararsın

Dost vardır
Yağmurla toprak gibi
Nasıl toprak kurumuş
Hasretse yağmura
Dost vardır öyle
Hasrettir dostuna

Dost vardır yakut gibi
Kullanıldıkça parlar
Dost vardır pamuk gibi
Kullanıldıkça yıpranır

Dost vardır ırmak gibi
Seyrine doyamazsın
Dost vardır ateş gibi
Dokunursan yanarsın

Dost vardır dolunay gibi
Geceni aydınlatır
Dost vardır güneş tutulması gibi
Gündüzünü karartır

Dost vardır'AZAD'gibi
Uzaktır ma yürekte
Dost vardır 'HASRET'gibi
Özlemle beklenilmekte...




17 Mart 2009 Salı

Dost olalım gönlümüzle!

http://kursunsabriomer.blogspot.com


Olmasa da olur dediğimiz insanlarla doludur hayatımız; tanıştığımız, selamlaştığımız; klasik cümlelerle iletişim kurduğumuz, yanıtlarını merak etmediğimiz sorular
sorduğumuz...

İyi insan olmadıkları için mi uzak dururuz onlardan? Hayır, hiç sanmıyorum.

Gönülde biter her şey; akla yararlı gelse de samimi bir ilişki, gönlün hayır dediğine ısınmak mümkün olmaz.

İster dünyanın en yakışıklısı, ister en güzeli olsun; ister en zengini, ister en komiği; ne yapsa nafile; yüreğine ulaşamaz.

Başkası için özel olan, senin gözünde dünyanın en sıradan insanıdır ve ... yüzüne bakmaz kimisi vazgeçemediğim dediğinin...

Gönlümüzdür hükümdar; kime ne paye vereceğini o belirler.

Kimine “dost”, “yar”, kimine “tanıdık”, “arkadaş” deyip, çıkar işin içinden...

Özünde iyi olduğuna inansam da insanların, herkesi sevemem onun yüzünden...

Hem, kalabalıktan da hoşlanmaz zaten; sevginin, sevdiklerinin hakkını vermek ister.

Sonuçta, sevmek büyük bir sorumluluktur; emek vermek gerekir, ilgilenmek...

Sevdiğim her insanın yaşamına bir anlam katmalıyım; zorlu ve vazgeçilmez bir serüven olmalı; dost dediğim insanlarla aynı zaman dilimini paylaşmak!

Hani, bilirsiniz işte! Dostlar vardır çiçek gibi; koklar koklamaz alır götürür bütün yüklerinizi...

Evsizseniz ya da odun kömür bulamıyorsanız yakmaya; uzundur kış geceleri...

Dostlar vardır soba gibi; yüreğindeki ateşle ısıtır ellerinizi...
Dostlar vardır; fırtınada sığınak, güneşte gölge; yanarken buz gibi su dökmez üstünüze; aksine, harlandırır ateşi; bilir ki, yanmayanı hiçbir şey söndüremez.
Dostlar vardır, yıldız gibi; hava kapalıyken bile, kapkara bulutların bekçisidir gökyüzünde...
Dostlar vardır, arada bir uğrayıp alt üst eder yaşamınızı; dili zehir zemberek, bakışları keskindir.
Dostlar vardır gül gibi; sarılırken yaralanmayı göze almanız gerekir. Hani, kiminin yoluna halı sersen kar etmez; dostlar vardır, minder de kafi gelir; sen olursan fark etmez.
Dostlar vardır; rakısız çözülmez dili, muhabbeti çekilmez; dostlar vardır, efkarının sebebi bir bardak demli çaydır.
Dostlar vardır, omzu her derde devadır.
Dostlar vardır, iyi bir öğretmen gibi, nasıl sorulacağını öğretir.
Dostlar vardır dağ gibi vakur; toprak kadar bereketli, mert...
Dostlar vardır; ney gibi hüzünlü, saz gibi asi; şiir kadar büyük...
Dostlar vardır türkü gibi; her zaman söylenmeseler de her daim içinde taşır sevdasını; yangınını bulaştırır bir gönülden diğerine...
Dostlar vardır baki; tanıştığın gün doğar, yittiği gün ölürsün! Zamana ve darbelere; yollara ve hasretlere dirençli...
Dostlar vardır, közde mısır, kadehte şarap; ateşte yanmanın da, şarapla sönmenin de tadı damağındadır.
Dostlar vardır; yüreğine kök salmış bir çınardır; hiçbir şey deviremez; gönülden gönüle kurulmuştur köprüler; ne yaşansa atılamaz!
Dostlarımız vardır bizlere benzerler biraz...
Dostluklar vardır, erken dolar vadesi; dostluklar vardır,devam eder ahrette!

http://kursunsabriomer.blogspot.com
İşte böyle dostlardır; her şeye lanet ettiğin günlerde bile,yaşamını güzel kılan...

Gönül, her yerde onları arar.

Ve bulduğunda haber gönderir bize; bir sıcaklık yayılır yüreğimize; bunda bir iş var deriz,takılırız peşine...

Dost olalım gönlümüzle!


13 Mart 2009 Cuma

Kalbinizi unutmuşsunuz!!!



http://kursunsabriomer.blogspot.com/


"Kalbinizi Unutmuşsunuz Bey Efendi Hanım Efendi, Kalbinizi!!!"

Unutkandır insan. En çok da kendini unutur. İnsan yanını yitirir. Sık sık
kalbini düşürür göğsünden. Vicdanına temas etmeden geçirir bir ömrü.
Gönlünün gönlünü etmeden getirir yarını. Şehrin gürültüsünde, telaşların
yangınında, görsel kandırmaların kuytusunda, yüzüne serince değen, senden
hiç yüz çevirmeyen, boş söz ve yalan söylemeyen, unuttuğun yanlarını
hatırlayan, düşürdüğün kalbini yakana yeniden takan, çiçek kokulu bir
pencere önünde bekleyen, yağmur sonraları ikindilerde sıcacık tebessümeyle
koyup gelen bir dost içtenliğini...
...kim istemez?
http://kursunsabriomer.blogspot.com/



Dost dediğin…



Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile "Seni Sevmeli"... Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile "Sana Sarılmalı"... Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile "Sana Dayanmalı"...
Dost dediğin fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde "Sana moral vermeli"...
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli.
Ve ağladığında"Seninle Ağlamalı"...
Ama hepsinden daha çok,dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı... Üzüntüyü bölmeli... Geçmişi çıkarmalı... Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...



12 Mart 2009 Perşembe

Sizin hayatınız da varmı?



http://kursunsabriomer.blogspot.com


Sizi sizin kadar tanıyan biri;
sizi düşünen,düşünmeyi öğrenmiş,sakin,uslu,efendi,oturmayı kalkmayı bilen,sevmeden edemediğiniz biri;
size sizi anlatmayı herşeyden çok seven,sizin için çok şey
başarmaya hazır biri;; http://kursunsabriomer.blogspot.com/
bazen biraz fazla konuştuğundan yakındığınız ama ne söylediğini bildiğinden hep
emin olduğunuz,sizi tanıdığı kadar kendini ve
hayatı tanıyan biri;Image Hosted by ImageShack.us
yalnızca eşinize anlatabildiğiniz sırlarınızı anlatmaktan çekinmediğiniz,bazen düşüncesine şiddetle ihtiyaç
duyduğunuz biri;http://kursunsabriomer.blogspot.com
sabahın üçünde"ayıp olur mu"diye endişelenmeden arayabildiğiniz ve üçüne beşine bakmadan size duymanız gerekenleri söyleyen,gecenin o karanlığında kalkıp ışığı yakan,masasının başına
geçen biri;http://kursunsabriomer.blogspot.com
kaleminiz,kağıdınız,aynanız,saatiniz,kravatınız olan,bazen gölgeniz olan biri;
ve
bazen vicdanımız,bazen de uykusuz bıraktığınız için,vicdan azabınız olan biri...
Hayatınız da böyle biri...http://kursunsabriomer.blogspot.com

var mı?...




Dostluk nedir?



http://kursunsabriomer.blogspot.com

Herhalde bir gösteriş,birine,aynı cinse,kadınsan erkeğe,erkeksen kadına karşı kendini beğendirme çabası,bir moda,bir gelgeç ruh hali değil.
- Sempati! İlgi!
- Bağlılık! Yüceltme!
- Taçlandırma! Sorumluluk duyma!
- Yürekten algılama! Bakışlarla anlaşma!
- Ses tonuyla destek verme! Kesintisiz ilişki!
Kayıp olmaz,yitmez.Yoktan var olmaz bir duygu.Bunların hepsi bir araya gelip,zaman içinde gıdım gıdım birikerek dostluğun çimentosunu oluşturuyor.
Gazetelerde okuyoruz.TV’lerde seyrediyoruz.
Sağda solda konuşmalarda adı geçiyor:
http://kursunsabriomer.blogspot.com/

- Güzel yemek yeme dostu!
- Edebiyat dostu!
- Türk Sanat Müziği dostu!
- Çocukların dostu!
- Halkın dostu!
Dostluklar nasıl oluşuyor?
Unuttuk!...
Bu hızlı kent hayatı dostluk duygusunu aklımızdan aldı,yüreğimizden çaldı.
Nasrettin Hoca bir Cuma günü camide cemaate namaz kıldırmak üzere ezan okunsun diye bekliyormuş.
Bir adam gelmiş;" Hocam" demiş! "Eşeğimi yitirdim”.
Hoca da adama;"Su namazı kıldıralım,senin eşeğinin çaresine bakarız" demiş.
Hoca namazı kıldırmış,vaazını vermiş ve cemaate dönmüş:
"İçinizde hiçbir dostuyla bir bardak çay içip saatlerce konuşmamış,dostuyla sekiz saatlik yürüyüşe çıkıp hiç konuşmadığı halde sıkılmadan yürüyüşünü tamamlamamış ve komşunun kızına kem gözle baktı diye dost bildiği arkadaşını arkadaşlıktan silmiş biri var mı?" diye sormuş.
Arka sıralarda saf,sümsük tipli biri parmağını kaldırıp,
"Ben varım Hocam..." demiş.
Hoca eşeğini yitiren adama dönmüş,
"Al bu adamı git,bundan büyük eşek olur mu?
Yitirdiğin eşeğin yerine kullanırsın" demiş.
Ölümsüz düşünür Sokrates'e öğrencileri sormuş:
Dostluk nedir?
Sokrates de onlara su yanıtı vermiş:
"Çocukluğumdan beri arzuladığım bir şey vardır.Kimi insan atları olsun ister,kimi insan köpekleri!
Kimisi altını, kimisi de şan şerefi; bense bir dostum olsun isterim!"
İnsan biriktiren yaratık………
- Süper zenginse boğazda villa biriktiriyor.
- Tablo biriktiriyor.
- Repoda para kasalarında naftalin kokulu döviz,antika biriktiriyor.
Gençse;
- Plak,kaset,cd biriktiriyor.
Bazıları da…
Kuledibi’nde,Çukurcuma’ya,Üsküdar’da,Eskiciler Çarşısı’na,Aksaray’da Horhor'a gidip;
- Antika lambalar,cam şişeler,eski koltuklar,tesbihler,tombaklar biriktiriyor.
- Alimse kitap biriktiriyor.
- Cahilse kin biriktiriyor.
Dost biriktirmeyi içimizde kaç kişi deniyor?
Evet kabul ediyorum,insan birçok kişiyle beraber mükemmel dost olamaz,tıpkı aynı zamanda birçok kişiye aşık olamayacağı gibi.
Fakat biz dost biriktirmeyi unuttuk. İyi halt ettik....


http://kursunsabriomer.blogspot.com/



11 Mart 2009 Çarşamba

Canım "dostum" yanlızlığa mektubum...



Sevgili Yalnızlık,

Nasılsın ?
İyi misin?

Umarım gittiğin yerde mutlusundur…Beni soracak olursan şayet; sensizliğe alışmaya çalışıyorum.

İnan ki,sen gideli çekilmez oldu buraları…

Geçenlerde bir arkadaşımla ayak üstü seni konuştuk.
Sende tanırsın o’nu…”Birliktelik”.Seni sordu bana ama cevap veremedim.
Çünkü“Güvensizlik”bizi gördü.Çok kızıyor onunla konuşmama…

Zaten o’nu da uzun zamandır görmüyordum.

Biliyor musun sen gideli,çok değişti buraları…“İnternet”diye bir şey icat etti insanlar.

Güya,asrın buluşuymuş…Bana sorarsan asrın vebası…İnsanların akılları için bir hapishane…
Gardiyanı da “Güvensizlik”,hani yukarıda bahsettiğim duygu…

Bakır kablolarla akıllar birbirine bağlanıyor,düşünceler o kabloların içinden akıyor, akıllara…
Ama düşüncelerde ki duyguları filtreliyorlar,geçmesi yasak çünkü…
Onun yerine işaretler var.

“:)” bu gülüyorum demek, mesela…
“:))))))” bu da çok-çok gülüyorum.

Hatta sana bu mektubu onun içinden yazıyorum.Eğer duygularım filtrelenirse ve sana ulaşmazsa ne olur bana kızma…Aklım bu hapishanenin içinde tutsak çünkü…

Canım dostum,senin yerine hangi duyguyu hissettiğimizi merak ediyorsundur eminim…
Maalesef artık bir şey hissetmiyoruz…”Farkındasızlık” diye yeni bir durum var artık…
Kimse kendini ve kendinin dışında ki dünya’yı fark etmiyor artık…
Sanırım bende bu durumun içersindeyim…
Eğer,“Birliktelik”seni bana sormasaydı,emin ol senin gittiğini bile fark etmeyecektim…

Canım dostum,hatırlıyorum da;Deniz kenarında veya bir ağacın altında çok güzel zamanlarımız olurdu…
Eski Aşklarımı, eski sevgilerimi,eski arkadaşlıklarımı seninle paylaşırdım…
Seni kuvvetlice hissederim…
Sen bana“Birlikteliğin”ne kadar değerli bir arkadaş olduğunu hatırlatırdın ve bana öğüt verirdin…
Sen bana insan olduğumu hissettirirdin…

Artık onlar yok, maalesef…Çünkü“Sen”Yoksun!

İnsanlar arasında“Yalnız”değil!Kalabalıklar arasında“Farkındasız“bir şekilde dolaşıyorum,artık…

Canım dostum,burada mektubuma son verirken,seni ne kadar çok sevdiğimi söylemek istiyorum.
Seni çok özlediğimi de bilmeni istiyorum.

Lütfen artık geri dön…


7 Ocak 2009 Çarşamba

Bizim gibi insanlar...

http://omersabrikursun1.spaces.live.com


Yalnızca bizim gibi insanlar, benim gibi yaşama delicesine aşık olanlar

ve mücadelemize vede eskisinden çok daha iyi olan çalışmaya aşık olan insanlar

- amacı doğru olarak olduğu gibi görünmeye başlayan ancak bizim gibi insanlar-

bize kalmış tek bir şans bile olsa dostlarını terk etmezler.

Hayat; yaşamayı, Mutluluk; gülümsemeyi, sevgi;

Hak etmeyi, vefa; hatırlamayı, dostluk;

paylaşmayı bilen için vardır.

http://kursunsabriomer.blogspot.com/

Ömer Sabri KURŞUN

25 Aralık 2008 Perşembe

Çünki biz dostuz

http://kursunsabriomer.blogspot.com/DOST DEDİĞİN



Bir gün bunalırsan ve
sıkıntını paylaşmak istersen beni ara...
İki elim kanda olsa gelirim,sıkıntını yok ederim....
Birgün ağlayacak gibi olursan da ara beni....
Seni belki güldüremem ama,söz veriyorum,
seninle birlikte ağlayabilirim..


Birgün uzaklara kaçmak istersen beni aramaktan çekinme...
Seni belki durduramam ama seninle birlikte koşabilirim...
Birgün yüksek bir köprüden atlamaya kalkarsanda ara beni...
Seninle birlikte atlayamam ama aşağıda bekler, seni tutabilirim...


Birgün herhangi bir konuda kararsız kalırsan ara beni...
Seni senden fazla düşünür,sana fikir verebilirim...
Birgün kimseyi dinlememeye karar verirsende ara beni...
Ağzımı açmayacağımı,söylemediklerini bile dinleyeceğimi bil...


Birgün beni üzdüğünü düşünürsen de çekinme yine ara beni....
Göreceksin sana kıyamam,kızamam,üzemem seni...
Birgün beni ararsan ve benden karşılık alamazsan...
Söz ver:O zaman sen ulaşmalısın bana....
Çünkü o an bir meleğe gereksinim duyduğumu bilmelisin....

http://kursunsabriomer.blogspot.com/Ömer Sabri KURŞUN

Son durak...

Eğer 9 Canlı Bile olsaydın,
An Fazla 8 Kez Kaçabilirdin Ölümden!
Bil ki 7 Düvele Sultan Dahi Olsan,
kursunsabriomer.blogspot.comYerin 6 Mekân Olacak Sana.
En Fazla 5 Metre Kumaş Götürebileceksin!
Kapatacaksın 4 Açsan da Gözlerini!
Bu 3 Günlük Fani Dünyada.
Azrail’e 2 Kat Olup Yalvarsan da Nafile,
Ecel Geldiğinde 1 Gün Öleceksin! ;
İşte, O An Her şey 0 dan Başlayacak.
Çünkü;ÖLÜM BİR YOK OLUŞ DEĞİL, YENİDEN DiRiLiŞTiR!

Ömer Sabri Kurşun

http://kursunsabriomer.blogspot.com


Bu sayfada

Dakika

Saniye
Misafirim oldunuz




https://kursunsabriomer.blogspot.com[diploma.gif]
Diploma  of  Ömer Sabri KURSUN