Hep dinledim, hep diledim
…ama yine de korkuyorum… nedenini bilmeden...
“Hadi gel tut ellerimi!..
Benimle meydan oku her çaresizliğe benimle uyu benimle uyan…
Birlikte varalım on üçüncü aylara ben bir Eylül sen bir Haziran…” demiş ya rahmetli usta Ümit Oğuz Yaşar Oğuzcan…
Hadi gökyüzünden senin için tuttuğum, üzerine tüm duygularımı yüklediğim, yıldızı al, hadi durma. Yüreğimden yüreğine yollar var, haydi gel, gelmesen de… Hadi benim için uzaklardan bir tebessüm yolla. Yolla ki belki biraz umut doğar bu yaşlı çınarın yüreğine ömrünün son demlerinde…
Çok çekti yüreğimiz hep olsun dedik. Ama kalbimizdeki sevdayı biz yenemedik. Hep beraberliğimizde uzak durup içimizi yedik.
Sevdayı böylemi bildik biz?..
Söyle böylemi bildik?..
“Piyano ve keman sesiydik biz, ben keman gibi ince ve derin, sen zor ve sert, ikimizde karıştık havaya, güzel bir kadın sesiyle, bir kızıl goncaya benzer dudağın diyen, düşünmeden sevdik biz birbirimizi, sonunu düşünmeden eski zaman aşkları gibi...”
İki insan severse nasıl mutlu olmaz, olamaz? " sorumun cevabını, aynaya baktığımda alıyorum. Yüzümün çizgilerinde, gözlerimin buğusunda, dudaklarımdaki acı tebessümde. "iki insan birbirini sevse dahi mutlu olamaz… Yürek sesi her şeyi biliyor da… Çaresizliğinden susuyor...
Düşünüyorum da, düşüncelerin en güzeli, senin beni düşünüp düşünmediğini düşünürken, düşündüğünü düşünmek olsa gerek diye “DÜŞÜNÜYORUM…”
Ama düşünmeden sevdik biz birbirimiz. Ne dün önemliydi bizim için ne de yarın. Sadece bugünü yaşadık. Neler yapmadık ki?
Bazen ben bir çocuk oldum bazen de sen. Bazen ben çocuklar gibi ağladım bazen de sen. Ama ağlarken bile sessizdik.
Aramızdaki sükûneti hiç bir şeyin bozmasına izin vermedik.
Neden?
Neden konuşmadın benimle?
Neden ben seninle?
Birbirimize söyleyeceğimiz o kadar çok şey varmış ki, simdi anlıyorum…
Son konuştuğumuzda bile sessizdik. Birbirimize istediğimiz kadar bağıramadık bile.
Tıpkı istediğimiz kadar yaşayamayacağımız gibi. Aslında ne kadar da masumdun ölümü kucaklamaya hazırlanırken. Severek ölüyorum, seni severek…” demiştin.
Ama ben bir şey söylememiştim.
Simdi söylüyorum : “Sen severek ve sevilerek öldün.”
Elimde olsaydı seni kurtarırdım ama yapabileceğim hiçbir şey yok! seni kalbimde hayatında tutmak için. Ne suni teneffüs nede kalp masajı faydasız… Hatta elini tuttuğumda geçen hüzünlerinin…
Dermanı yok artık bu aşkın…
“Hani eşsiz dostluklar, vazgeçilmez sevgiler
Bütün ümitler şimdi bir ölüdür içimde” demiş ya Ümit usta şiirine. İşte tam da böyle…
Çaresiz yine gün batımı hüzünleriyle, ağlayacağım… Sabah yeniden doğacağım ama sen ölü olacaksın kalbimde, kime ağladığım belli olmayacak…
Ama seni unutmayacağım!.. Güle güle gittin kalbimden, iyi ki gittin, dar geliyordu artık bana kalbim, yıllardır senin gitmek için çırpınışların yüzünden, acı veriyordu varlığın… İşte bu acı nedeniyle unutmayacağım seni…
(çınar)
17 Ocak 2013
Ömer Sabri Kurşun