Powered By Blogger

GİRİŞ

Düşüncelerim,benim hayatım için seçtiklerim ve değiştirmenin yolu da kabullenmek, herşey için öncelikle şükretmek...
Kocaman bir evren kollarını açmış kucaklamak için bizi bekliyor.
Ve emin olun ki dünya hepimizin etrafında dönüyor...
Belki farkındasınız belki de değilsiniz ama gerçek bu!
Düşüncelerimiz ne ise biz o’yuz...
Yani bugün yaşadıklarınız, geçmişte kendiniz için düşündüklerinizin toplamı!
Gelecekte yaşayacaklarınız ise bugün ki düşünceleriniz ile şekillenecek tabii ki.
Bugün sahip olduğunuz herşeye şükrettiğiniz, teşekkür ettiğiniz ve istemeye devam ettiğiniz sürece...
Sahip olduğumuz(düşünce gücüyle)enerjiyle, olumlu ya da olumsuz düşündüğümüz her şeyi hızla hayatımıza çekiyoruz...
Ve çok ilginç insan bedenindeki enerji miktarı yaşadığı şehri(ne kadar büyük olursa olsun) bir hafta boyunca aydınlatacak kadarmış.
Şimdi geçmişe şöyle bir baktığımda içsel anlamda bunu bildiğimi fark ettim ve farkında olmayarak kullandığımı.
Ama önemli olan farkında olmak dolayısıyla hatırlamayı hatırlamak...
Şimdi farkındayım!

Ömer Sabri KURŞUN

Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma!Taşıyamazlar,kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar...
Üç çeşit dost vardır;birincisi ekmek gibidir her zaman istersin.İkincisi ilaç gibidir lazım olunca ararsın.
Üçüncüsü mikrop gibidir o gelir seni bulur.
*****
Karıncaya sormuşlar; '' nereye gidiyorsun?'',
'' dostuma'', demiş.
''Bu bacaklarla zor'' demişler.
Karınca; '' olsun, varamasam da yolunda ölürüm'' demiş...
Yolunda ölünecek dostlara...


https://kursunsabriomer.blogspot.com
Çeşit çeşit insanlar yanıltmasın sizi;
yalancılar, dürüstler, düz insanlar, zorbalar..
Gülümseyen kalpler arayın, az da olsa etrafı tarayın.
Gözlere mi sakın ha aldanmayın, sözlere hele hiç kanmayın.
Haydi rast gele...
Ş A N S I N I Z A...

Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Bedduam dır sana...








                                          Bir bulut sarsın evinin damını
                                          Azrail beklesin almak için canını
                                          Ben değil aşkım emsin kanını
                                          Damarların kurusun beni yıktığın için
                                          Giydiğin en güzel elbise kefenin olsun
                                          Yılanların olduğu yerde mezarın olsun
                                          Mezar taşında veremli yazılı olsun
                                          Okuyanın olmasın beni yıktığın için
                                          Sırat köprüsü vardır inşallah geçemezsin…
                                          Melekler soru sorar inşallah bilemezsin…
                                          Şayet girersen o cehennem denilen yere..
                                          Çıkışın olmasın beni unuttuğun için…



Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?




http://kursunsabriomer.blogspot.com/
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken,insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh,kalbi bağlayamaz mı?
Hasret;özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık;para,malmı çalmaktır?
Saadet çalmak,hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah,hançer mı olmalı?
Saçlar bağ,gözler silah,gülüş,kurşun olamaz mı?



Victor Hugo

14 Temmuz 2010 Çarşamba

öğrendim…





Geride bıraktığım onca saçmalık.

Şimdi hep beklediğim şey huzur,1 adım uzağımda.

Sade, duru,katkısız,yalansız,yanlışsız,1 bebek gibi.

Tükenmedi umudum.

Hissediyorum güzel olacak herşey…

Zaman çabuk geç…

Çabuk gelsin en güzel zaman.

Senin virgüllerine meydan okuyup,

Keskin bir nokta ile bitiriyorum hayatımda,

“ sen ” le başlayan tüm cümleleri.

Sevmekten korktun...

Bu hayatın yok muydu bize de bir şansı.

O vermiyorsa biz alamaz mıydık zorla.

Ben herşeye katlanırdım herşeyi göze alırdım uğruna ama,

Sen hiç güç vermedin bana.

Hiç yanımda olmadın.

Vazgeçen sendin.

Biz zaten bitmiştik...

İsyanım var,bilirim feleğin çeberinden geçtim.

Aynı güce aynı yürek yetmiyor öğrendim…





12 Temmuz 2010 Pazartesi

Nefretim kaldı...







Senin için yazdım bu şiiri oku

Oku ki bende bıraktığın acıları gözyaşlarını

Kalbimin kırıklığını anla

Anla ki beni bir kez olsun düşün

Düşün bir ana’ nın geride bıraktığı yavrusu

Kurşun yemiş bir ceylanın acısı gibi

Bir ağacın kurumuş gövdesi gibi

Bende bittim sensiz kaldım tükendim

Vuruldum çok acı çektim çok

Kurudum bana verdiğin sevgin kalmadı

Şu an içimde sadece sana olan NEFRETİM KALDI…






10 Temmuz 2010 Cumartesi

DAHA NE OLSUN...


                 
Ali Sönmez Ceyhan 09 Temmuz, 19:44
             DAHA NE OLSUN


Bir bilinmezse ölüm
Yaşanacak çok günler var demektir
avazın çıktığı kadar bağırabiliyorsan öfkende
..Ve kahkaha ile gülebiliyorsan
Hiçbir lisan
Hiçbir insan
Sanırım bozamaz huzurunu.
Vur patlasın, çal oynasın değil belki
Ama bir bebeğin yüzündeki aydınlığı
bir çoçuğun gülümsemesi
Saçlarını savuran serin bir rüzğar
Bir engellinin
''Beni karşıya geçirir misin?'' demesi
Mutlu ediyorsa gününü
Daha çok mutlu günlerin var demektir..

Saçlarındaki aka aldırmıyorsan
Belindeki sızı, başındaki ağrı
''Gelip geçer'' diyorsan
Ellerin ceplerinde
..Ve pervasızca
Yürüyebiliyorsan kaldırımlarda
Gökyüzüne doya doya bakabiliyorsan
Borç derdi, harç derdi umurunda değilse
..Ve içine sinerek seviyorsan yeşili
Hayal kurabiliyorsan geçmişten geleceğe
Utanmadan bakabiliyorsan aynaya
Daha ne olsun be kardeşim!
Yaşıyorsun işte..

Akşam olunca
..Ve odana karanlık dolunca
Sabah hiç olmayacak sanırsın çoğu zaman
Ama bilki,
Her karanlığın bir aydınlığı
Her derdin bir çaresi
Her küskünlüğün bir hevesi
Her gurbetin bir hasreti var
Bütün bunları ''Zaten biliyorum'' diyorsan
Hele birde AŞK düşmüşse içine
Her mevsim ayrı bir haz
Her sabırda bir teselli
Gönlün ferman dinlemiyorsa
Ne gam, ne tasa
İşte budur be kardeşim
Daha ne olsun?

Ali SÖNMEZ

Saygılarımla.. 




8 Temmuz 2010 Perşembe

Gül dalında güzel…







Gidiyorum, savrulmuşum toz bulutlarında
Gömülmüşüm toprağa, yüreğim çukurda
Ne yapsam bilmiyorum senin uğrunda
Gül dalında güzel, ama sen de yanımda

Yüreğim zaten senin sevdanda
Kaybettim kendimi senin yokluğunda
Aradım seni hasretinin çokluğunda
Gül dalında güzel, ama sen de yanımda

Saçının her bir teli, gözyaşlarımda
Kahrolası ruhum şimdi, sensiz uçurumda
Anla beni asırlar geçse de zamanda
Gül dalında güzel, ama sen de yanımda

Bulamadım seni bu sabah, yine kollarımda
Ama sen içimdeydin her an kanımda
Ölsem de ben, çektiklerim kime ne fayda
Gül dalında güzel, ama sen de yanımda…



28 Haziran 2010 Pazartesi

Bir sonbahar akşamı…







Bir sonbahar akşamıydı, hatırlıyorum seni
Gidişinin kaçıncı ayıydı, yılıydı saymadım bile günleri
Kaldırdım masamın üstündeki senin duran resmlerini
Ama unutmadım, gülüşündeki o masum gibi görünen halini

Eski anılar canlanıyor şimdi geçmişten, ağrıyan yüreğimde
Giderken bıraktığın o son mektup var ya, şimdi elimde
Bakıp bakıp da ağlıyorum, o satırları okurken bu günlerde
Ve de sevdamın sözlerini dinliyorum, sazımdaki türkülerde

Ben senin beni sevdiğini sanarak yaşamışım yıllarca
Hata yaptım diye ağlamıştım bile senin karşında
Meğer sen beni hiç sevmemişsin, öğrendim yıllar sonra
Kızmadan, bağırmadan duruyorum bak şimdi karşında

Aslında diyebilirim ben, seni unutmaya çalışıyorum
Yeni beyaz bir sayfa açtım, duruyor şimdi yanı başımda
Engin denizlere yelken açmak için, hazırlıklarımda tamam
Yinede sen olsaydın keşke, şimdi bu yolculukta yanımda

Zaman en iyi ilaç diyorlar, beni bilip benim halimi görenler
Boş ver be, gitsin diyorlar, senin aşkının zalimliğini bilenler
Ne zaman döndü ki bilmem, görmedim ben hiç dönen sevgililer
Ne sevdalar gördüm ben, bilmiyorum neden, hep nedensiz biterler...







10 Haziran 2010 Perşembe

Mazi ve biz…








Maziyi düşündüm de, neler kaldı geriye
Tertemiz sevdaların, ışığı gözlerimde
Unutmak ne mümkün ki aşkım yaşar derinde
Bir romandır mazimiz, geçip giden ömrümde

Yılların her birini, dolu dolu yaşadık
Bazı günler hüzünlü, bazen de mutlu olduk
Yoksulluğu yaşadık, zenginliği de gördük
Hayatın cilveleri, neler sundu ömrümde

Hatırlarım mazide kalan eski günleri
Camı zorlayan yağmur damlaları gibi
Bir parça taşır o tatlı günlerden, gizemli
Hepsi geride kaldı, geçip giden ömrümde

Evlenip aşkımızı, bir yuvaya koyduk biz
Sevdanın yollarında, bırakmıştık birçok iz
Çocuklar meyvemizdi, aşkımızda yoktu giz
Mutsuzluğa da, dertlere de, alıştım ömrümde

Sessizce ağlarım şimdi, anınca maziyi
Sen her zaman olduğu gibi
Yarım bırakıp gittin herşeyi
Yalnızlığa da alışacağım, geri kalan ömrümde…

08.06.2010




2 Haziran 2010 Çarşamba

Yalnızlığım…






              Yalnızlığımla boyadım
              Gecenin karanlığını
              Kaybolan umutlarımla verdim
              Yıldızlara rengini
              Sessiz çığlıklarımı
              Rüzgarlara yükledim
              Alıp götürdü her şeyimi
              Yalnız kaldım
              Karanlığında gecenin
              Ümitsizce bekler oldum
              Güneşin doğuşuyla gelecek sabahı…


                                                                                               

20 Mayıs 2010 Perşembe

Sen gideli…







Senin gibi sevenim, elimden tutanım yok
Sıkı sıkı kollarla boynuma saranım yok
Omuzlarım boş kaldı elini koyanım yok
Sevenim, seveceğim kalmadı sen gideli

Ayak sesini duymaz, kapım çalınmaz oldu
Telefonum kapalı, bir kez açılmaz oldu
Yastığımız ikizdi, yetim ve öksüz oldu
Yatağımız örtülü, açmadım sen gideli

Kollarım açık kaldı, bomboş oldu kucağım
Gecekonduya döndü, gönül tahtım konağım
Son öptüğümden beri ıslanmadı dudağım
Açlığa zor dayandım, doyamadım sen gideli

Günden güne eridim, bir derman bulamadım
Hep seni arar oldum kimseye soramadım
Sanki dünyam yıkıldı ben sensiz yapamadım
Cansızlaştı bedenim yok oldum sen gideli…



3 Mayıs 2010 Pazartesi

Sen unutulmazım mısın?..





                         Sen ömrümün
                         İlk ve son aşkı
                         Güne açılan gözlerimin
                         Sabah ışığı
                         Gül goncam mısın?

                         Yoksa sen
                         Kışım, yazım
                         Dağlardan gelen
                         Bahar kokum musun?

                         Sen!
                         O ardımda bıraktığım
                         Karanlık gecelerin
                         Ayrılık korkusu musun?

                         Belki de sen
                         Arkana bile bakmadan
                         Gözü yaşlı bıraktığın
                         Hüzünlü ayrılığımsın?

                         Yoksa hala sen
                         Nazlı nazlı akan
                         Koca çınarın köklerinden
                         Geçen pınarım mısın?

                         Bir bakışınla
                         Gözlerine tutulduğum
                         Bir lafınla
                         Sözlerine vurulduğum
                         O sen miydin yoksa?

                         Sen yüreğimdeki hasretim
                         Yarım kalmışlığım
                         Kanayan yürek yaram
                         Koparıp atmaya çalıştığım
                         İçimde ki tükenmeyen acım
                         Sen, unutmak için yalvardığım
                         Unutulmazım mısın?


                                                                                                                     

2 Şubat 2010 Salı

GELDİM !...






Sensiz parlayan yıldızlarla
Bitmek bilmeyen yalnızlığımla
Sana geldim bu gece sevdigim .
Islak gözlerimle ,
Yağan yağmur tanesiyle ,
Senin gül tenini
Toprakta koklamaya geldim!...
Sakın üzülme üşüyorum diye
Hiç yağmur tanesi sevdiginin yüreğinde üşür mü ?


Sensiz ısıtmayan güneşle ,
Özlemini yüklediğim yüreğimle ,
Üşüyen Ellerine dOkunmaya geldim!.....
Toprağında biten dikenleri
Karla örtmeye geldim .
Sakın üzülme !...
Heybeme beyaz karları yükledim diye.
Sakın kederlenme sakın !...
Gözlerimde ayazları görüp üşüyorum diye.
Hiç kar tanesi SEVDİGİNİN yüreğinde üşür mü ?


Sensiz kuruyan güllerimle,
Her nefesimde
Sana ağlayan gözlerimle ,
Çiceklerin açtığı
Yüreğinde ağlamaya geldim!....
Baharların konakladığı saçlarına
Cennet kokulu avuçlarına
Çicek kokulu nefesimi vermeye geldim !....
Sakın üzülme sakın !...
Ölümün koynunda geziniyorum diye
Hiç seven sevdigine kavuşacak diye
Ölümde üşür mü ölüm, korkuturmu söyle korkum, sensizlikti şimdi sensiz kaldım ne yapayım söyle hadi, artık susmada söyle ne yapayım...
BEN SENSİZ BU HAYATI BU CANI NE YAPAYIM SÖYLE NOLUR  !....


(a)


16 Ocak 2010 Cumartesi

SEN...

















SEN



Benim GÖKYÜZÜMSÜN
Benim EN SEVDİĞİM TEPESİN
Benim SICAK YATAĞIMSIN
Benim FIRTINADA SIĞINDIĞIM LİMANSIN
Benim EN DEĞERLİ ARMAĞANIMSIN
Benim EN DUYGUSAL ANIMSIN
Benim SONSUZA DEK EN YAKIN ARKADAŞIMSIN
Benim İLHAM KAYNAĞIMSIN
Benim KADERİMSİN
Benim PARILDAYAN IŞIĞIMSIN
Benim GECEM, GÜNDÜZÜMSÜN
Benim YÜREĞİMİN İLACISIN
Benim ÖFKEMİN GİDERİCİSİSİN
Benim AĞRI KESİCİMSİN
Benim BAHAR ATEŞİMSİN
Benim NADİR BULUNAN MÜCEVHERİMSİN
Benim DUALARIMIN YANITISIN
Benim KALBİMSİN, RUHUMSUN
Benim HAYATIMI HAYAT YAPANSIN
Benim KUTSALIMSIN
Benim MORALİMİ DÜZELTENSİN
Benim EN BÜYÜK ŞANSIMSIN
Benim SON DANSIMSIN
Benim EN İYİ VURUŞUMSUN
Benim ENERJİMSİN
Benim İŞTAH AÇICIMSIN
Benim SABAH GÜNEŞİMSİN
Benim AKŞAM EĞLENCEMSİN
Benim DANS PARTNERİMSİN
Benim KALBİMİN BEKÇİSİSİN
Benim KAHKAHALARIMIN KAYNAĞISIN
Benim SONSUZUMSUN
Benim YANAN ATEŞİMSİN
Benim EN BÜYÜK ARZUMSUN
Benim RUHUMUN EŞİSİN
Benim İNANCIMSIN
Benim RÜYALARIMSIN
Benim HERKESTEN ÖNCE GELENİMSİN
Benim GÜVENCEMSİN
Benim SAĞDUYUMSUN
Ölene kadar SEBEBİMSİN
BELKİ,
BİLMİYORSUNDUR...

David L. Weatherford



(a)


13 Ocak 2010 Çarşamba

Sen uyurken…







Mümkün olsaydı sana;
seni uyurken göstermek isterdim...
İpek işlemeli yastıkta,
dağılan saçlarından,
etrafa yayılan baygın,
leylâk kokusu içinde…
Öyle güzel bir uyuyuşun var ki!...
Şiir kadar özelsin.
Şiirlerin en güzeli,
tabloların en renklisi,
ve sessizliğin en eşsiz musikisi,
sen uyuduğun zaman yastığının üzerindedir...

Yanına yaklaşıyorum...
Seni uyandırmaya kıyamadan.
Başucunda duruyorum.
Ve tabloların en güzeli,
şiirlerin en içlisi,
musikinin en dokunaklısını,
heyecanlarımın sonsuz atmosferinde hissediyorum...

Sen uyurken öylesine güzel,
öylesine şiirsin.
Sen şiir kadar özelsin...



12 Ocak 2010 Salı

Yaşam





http://kursunsabriomer.blogspot.com


Hayallerinizle gerçekler arasındaki

mesafeden korkmayın.

Hayal etmişseniz,

gerçekleştirebilirsiniz de.


http://kursunsabriomer.blogspot.com

Yıldızların sırlarını keşfeden,

bilinmeyen diyarlara yelken açan,

ya da insan ruhuna yeni

cennet bulan kimseler arasında

bir kötümsere rastlamazsınız...



http://kursunsabriomer.blogspot.com








7 Ocak 2010 Perşembe

AKARSUYA BIRAKILAN MEKTUP…




http://kursunsabriomer.blogspot.com  incecikti gül dalıydı
  dokunsam kırılacaktı
  dokunmadım kurudu
  gitme,sonbahar oluyorum,
  sonrası hiç

  ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
  neden akşam oluyorum tren kalkınca
  kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
  mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
  öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum,
sonrası hiç


o sularda çimdik, bitti;köprüleri geçtik,bitti
o elmanın tadı orda,o kuş çoktan öttü,bitti
artık çocuk değiliz,susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı,yıllar bir kadehcik buzlu rakı


http://kursunsabriomer.blogspot.com

  oyunlar oyuncaksı,
  oyuncaklar eski şarkı
  kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
  nerde şimdi nerde şimdi,
  nerde o kan sarhoşluğu
  gitme,sonbahar oluyorum,
  sonrası hiç














Hasan Hüseyin Korkmazgil




(a)



26 Aralık 2009 Cumartesi

Mavi mavi sevdim seni...



Bir tek seyi unutma
seni sevdim ben
kalbim simdi bir sokak çocuğu
kelebekleri göç etti gönlümün
ıssızlaştı hayat sanki
sanki sabahı eksik şiirlerimin
sanki gecesi hep kanayan bir yara
ve sanki artik hep kanayacak
ağlanacak bir askın kıyısına vurduysa gözlerim
çare yok ağlayacak

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
kapıları kendime ben açamadım
ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
ter içinde takvimler
istasyon öksüzlüğünde gözyaşım
düsünüyorumda sen gideli ne çok yalnızım
sarmaşık askın sarısında kaldım, sarılamadım
savunamadım seni kimselere
anlatamadım seni kimselere
kimsesiz kaldım
en çok da sensin

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
sana uyumak
sana uyanmaktı hayat
sıratını geçtim yasarken, korkmadan
korkumu geçtim cesarete ihanetle
berduş bir, yalan masumiyeti öptüm bile bile
tek sen gitme diye
sonbahar oldum, yaprak yaprak
ağaç oldum köklerimi unutarak
tesellisiz bir geceye fırlatıldım
kalbimi dar bi kafese kapatarak
içimde bir kanarya
hiç susmadan ağlayacak

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
beyazında aklandım bulutunun
mavi mavi sevdim seni
içim kan ağlayarak

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim
bu gün sardunyalarım da açmadı
belki de küskün renklere
ellerimde ibadet gibi yasadıklarım
ellerimde günah gibi yasayamadıklarım
sensiz soluyorum anlayacağın
mavi mavi ölüyorum
duyuyor musun?
orda mısın
varmısın
yokmusun?
Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
yanarak
yıkılarak
aklıma her geldiğinde AGLAYARAK...




12.10.2007
Ö.S.KURŞUN


20 Aralık 2009 Pazar

Bir heves değildi ki,..




http://kursunsabriomer.blogspot.com/

Bir heves değildi ki,
Seni çok sevmiştim can! ..
Yokluğunda her gece,sarılırken isyanlarıma..
Örterken yorgan misali,
Üzerime hasreti..

Yüreğim üşürken ayazda kalmış gibi..
Seslenememek sana,sarılamamak..
Gel diyememek tüketti be can! ..

Kıskanıyorum artık tüm kavuşmaları..
Hele dalgalar vurunca sahile hırçın,coşkulu..
Çakıl taşlarının çığlık çığlığa sarılmaları yok mu?
Ay ışığının denizin üzerine serilişini..
Nazlı kıpırtılarını yakamozların

Gecenin güne kavuşmasını bekliyorum..
Aynada göremediğim cismimin,
Hiç olmazsa gölgesini göreyim diye

Güneş tepemde arıyorum..
Gölgem bile sen...

Hele şu hastalık yok mu?
Ağrılarım sanki daha acımasız sensiz..
Onlar yaksa da canımı,
Bir iğne ile nefes alırım iki günlüğüne..
Ya yokluğun?

Söyle! ..
Seninle olmanın, bana gelmenin
Eder'i ne?
Ya çaresi?
Eğer bir ömürse seninle bir günlüğüne,
Veririm be can! ..
Gözümü kırpmadan..

Sensiz yaşamak niye?





18 Aralık 2009 Cuma

Sen gitmiştin bir daha dönmeyecektin...




http://kursunsabriomer.blogspot.com/Uykusuz gecelerin sarhoşluğu ile yürürken bomboş sokaklarda;
Yine sessizliğin çığlıkları sardı dört tarafımı..
Ve sensizliğin kuytu köşelerinde dalarken hayallere;
yalnızlığının tenhasında içtim son sigaramı...
Bu kaçıncı ayıydı gidişini,bu kaçıncı yılıydı dönmeyişinin..
Ve şafak hüzünle sökerken yeni güne,
bu kaçıncı sabahıydı uykusuz uyanışımın..

Sensizlik nedir bilirmisin sen...
Uçurumlardan düşen bir insanın haykırışı;
mızrak yemiş bir aslanın feryatları anlatamaz sensizliğin acılarını..
Öfkem yine yenik düşmüştü duygulara;
ve beni terk edişine duyduğum nefret tükenmişti damla damla.
Ama sen hala dönmemiştin.


Hala gözlerim yollardaydı;
uzaklara dalıyordu hüzünle, gördüğü her karartıda seni arıyordu yaşlı gözler.
Ve yaralı kalbim çarptığı sürece yeryüzünde,
yalnız seni sevip senin için çarpacağına ant içmişti bir kere.
Umutlar bir bir tükenirken yorgun bedenimde,
gönül kabul etmiyordu aklın kabul ettiği şeyi;
SEN GİTMİŞTİN ve BİRDAHA DÖNMEYECEKTİN..http://kursunsabriomer.blogspot.com/




25 Kasım 2009 Çarşamba

YÜREĞİMİN BEYAZ GÜVERCİNİ






Soğuk odamın donuk duvarlarıyla baş basayım
Yine sabah oldu uykusuz gözlerimde
Paketimde ki son sigaramda az önce bitti
Birazdan yine güneş doğacak buz gibi yüreğime
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.

Sensizlik nicedir acıtır kanayan yüreğimi
Baktığım her yerde sen
Dokunduğum her şeyde sıcaklığın var
Unuttu yüreğim hayata dair ne varsa
Ve unutmadı seninle yaşanmış hiç bir şeyi
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.

Sevmiyorum artık olmadığın sabahlara uyanmayı
Sevmiyorum artık sensiz doğacak güneşi
Sevmiyorum artık penceremden odama sızan ışıkları
Sevmiyorum artık günaydınları ve kendimi
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.

Bilmezdim özlemin bu kadar yürek acıttığını
Bilmezdim beklemenin bu kadar yürek kanattığını
Yüreğim acıyor yüreğim kanıyor çaresizim
Her nefes alışımda sen varsın
Attığım her adımda sana geliyorum
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.

Yine sensiz bir sabaha uyanıyorum
Ve her sabah olduğu gibi bu sensiz son sabah diyorum
Avutuyorum yüreğimi kandırıyorum kendimi
Biliyorum artık gelmeyeceksin dönmeyeceksin bana
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.

Gel ki bitsin bu yürek sancısı bu yürek kanaması
Gel ki bitsin bu soğuk gitsin bu donuk renkler
Gel ki güneş bizim için doğsun ısıtsın yüreğimizi
Gel ki yeniden can bulsun bu yürek
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.

Hiç vazgeçmedi seni sevmekten bu yürek
Gözlerindeki ışık yüzündeki gülümseme
Ve seni seviyorum sözlerin kulaklarımda
Ellerinin sıcaklığı ellerimde yüreğinin atışları yüreğimde
Nerdesin yüreğimin beyaz güvercini.

Nefesinle açmak istiyorum yine sabaha gözlerimi
Sesinle karşılamak istiyorum doğan güneşi
Öpüşlerine aydınlansın istiyorum odam
Gel artık yeniden başlasın bu hayat
Yeniden çarpsın bu yürek
Seni özlüyorum
Seni bekliyorum
Seni seviyorum
Yüreğimin beyaz güvercini....
(alt)

Son durak...

Eğer 9 Canlı Bile olsaydın,
An Fazla 8 Kez Kaçabilirdin Ölümden!
Bil ki 7 Düvele Sultan Dahi Olsan,
kursunsabriomer.blogspot.comYerin 6 Mekân Olacak Sana.
En Fazla 5 Metre Kumaş Götürebileceksin!
Kapatacaksın 4 Açsan da Gözlerini!
Bu 3 Günlük Fani Dünyada.
Azrail’e 2 Kat Olup Yalvarsan da Nafile,
Ecel Geldiğinde 1 Gün Öleceksin! ;
İşte, O An Her şey 0 dan Başlayacak.
Çünkü;ÖLÜM BİR YOK OLUŞ DEĞİL, YENİDEN DiRiLiŞTiR!

Ömer Sabri Kurşun

http://kursunsabriomer.blogspot.com


Bu sayfada

Dakika

Saniye
Misafirim oldunuz




https://kursunsabriomer.blogspot.com[diploma.gif]
Diploma  of  Ömer Sabri KURSUN