Powered By Blogger

GİRİŞ

Düşüncelerim,benim hayatım için seçtiklerim ve değiştirmenin yolu da kabullenmek, herşey için öncelikle şükretmek...
Kocaman bir evren kollarını açmış kucaklamak için bizi bekliyor.
Ve emin olun ki dünya hepimizin etrafında dönüyor...
Belki farkındasınız belki de değilsiniz ama gerçek bu!
Düşüncelerimiz ne ise biz o’yuz...
Yani bugün yaşadıklarınız, geçmişte kendiniz için düşündüklerinizin toplamı!
Gelecekte yaşayacaklarınız ise bugün ki düşünceleriniz ile şekillenecek tabii ki.
Bugün sahip olduğunuz herşeye şükrettiğiniz, teşekkür ettiğiniz ve istemeye devam ettiğiniz sürece...
Sahip olduğumuz(düşünce gücüyle)enerjiyle, olumlu ya da olumsuz düşündüğümüz her şeyi hızla hayatımıza çekiyoruz...
Ve çok ilginç insan bedenindeki enerji miktarı yaşadığı şehri(ne kadar büyük olursa olsun) bir hafta boyunca aydınlatacak kadarmış.
Şimdi geçmişe şöyle bir baktığımda içsel anlamda bunu bildiğimi fark ettim ve farkında olmayarak kullandığımı.
Ama önemli olan farkında olmak dolayısıyla hatırlamayı hatırlamak...
Şimdi farkındayım!

Ömer Sabri KURŞUN

Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma!Taşıyamazlar,kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar...
Üç çeşit dost vardır;birincisi ekmek gibidir her zaman istersin.İkincisi ilaç gibidir lazım olunca ararsın.
Üçüncüsü mikrop gibidir o gelir seni bulur.
*****
Karıncaya sormuşlar; '' nereye gidiyorsun?'',
'' dostuma'', demiş.
''Bu bacaklarla zor'' demişler.
Karınca; '' olsun, varamasam da yolunda ölürüm'' demiş...
Yolunda ölünecek dostlara...


https://kursunsabriomer.blogspot.com
Çeşit çeşit insanlar yanıltmasın sizi;
yalancılar, dürüstler, düz insanlar, zorbalar..
Gülümseyen kalpler arayın, az da olsa etrafı tarayın.
Gözlere mi sakın ha aldanmayın, sözlere hele hiç kanmayın.
Haydi rast gele...
Ş A N S I N I Z A...

11 Mart 2009 Çarşamba

Sana geliyoruz sevgilili




Sana geliyoruz sevgili..

Şaşırma çoğul kullandığım için, not defterim,kameram ve ben..
8.30 Vapuruyla oradayım beni yine beklermisin eski günlerdeki gibi..
Sakın kızma yine emi o eski defter diye,bende hiç bir şey değişmedi ..
Nasıl kıyarım o eski deftere,bütün sayfaları sana yazdığım şiirlerle dolu.
Yer,yer göz yaşıyla ıslanıp mürekkep yayılmış olsun,
onlar senin sevginle dolu,senin resmini çizmek için az uğraşmamıştım.
Karakalem benzemesede o sensin..
Nasıl kıyarım sararsada yaprakları sevgi,ulaşılamayan yapmak isteyipte
yapılamıyan anılarla dolu;
O defter senle sen dolu..bu gün geliyorum yarım kalmış eskizleri tamamlamak için..
Belki bunlar son anılarımız olabilir,son saatlerimizde olabilir...
Ama ben yinede yarım kalsın istemiyorum senle ben olan anılar..
Eski günlerdeki gibi bana kahve yap ben tamamlanmamış sevda şiirlerini bitireyim..
Senin evindede fazla bişey değişmemiş..
Çalışma masan aynı duvardaki resimler..
Sen, sen...
Bir tanem; sen aynı sensin kırlaşmış saçların yüzündeki yılların verdiği çizgiler seni daha da çekici hale getirmiş..
Gülüşün aynı öyle güzel öyle sıcak ki,sana koşup sarılmamak için kendimi zor tutuyorum..
Birden içimi kıskançlık tohumları fışkırıyor..
Şimdi benim elimi tutan ellerin,bunca yıl kimlerin elleriyle kenetlendi.
Gözlerim ıslanıyor hem kıskançlıkla hemde senin özleminle..
Sahi biz neden ayrılmıştık..
Benim seni hekesten kıskanmammıydı sebep...
Sen ne yaptın bilmem ama;ben senleydim hiç unutmadım,huyumdan da vaz geçmedim seni hayalimde bile kıskandım..
Sonuç sen hepten ellerin oldun..
Şimdi benimlesin ellerin sıcacık ben titriyorum güçlü olmalıyım.
Sana;yıkılmaz başı dik bir kadın görmen için çaba sarfetsemde,başımı göğsüne koyup ağlamayı o kadar çok istiyorum ki..
Ne olur bırakma beni demeyi ama yapamam seni ben terketmiştim değilmi ..
Neredeyse martılardan bile kıskanacaktım seni..
Gittim bunca yılı hasretinle hayalinle geçirdim..Gururumdan gel sensiz olmuyor diyemedim..
Sen aradığında ise başım dik sahte bir mağrurlukla sensizlik daha iyi dedim yalandı,yalan teli kapayınca nasıl ağladığımı bir görseydin biliyorum bırakmazdın beni..
Sana itiraf edemedim çünkü ben bırakmıştım seni..
Şimdi yanımdasın yanyana önümüzde bütün ihtişamıyla boğaz ve kızkulesi..
Bana onun efsanelerini anlatırdın hatırladımı?
Yanımdasın nefes alışını hasret kaldığım teninin kokusunu duyabiliyorum içimden gelmesede aramıza bir mesafe koyuyorum..
Bir bilsen içimden geçenleri anlatamam ki kahrolası gurur bu kadar esir alır yakarmı insanı..

SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM SEVGİLİ.
Gözüm seyiriyor..Senmi geliyorsun diye düşünüyorum çünkü seni çok özledim..
Boğazımda düğüm,düğüm oluyor sevdan.
Hiç bu kadar hasretle yandığımı hatılamıyorum..Sonra düşünüyorum;
Benim hiç sevdiğim,sevdalım olmadıki..!!
Onu hiç bir ana doğurmadı doğmadı..
Sevdiğim sadece benim hayallerimde doğdu gelişti büyüdü ismini suretini tanımam..
Sadece ona hasretim;Özlüyorum yaradanın yaratmadığını olmayanı oluşmayanı seviyorum..
Yüreğimin sevgi odacıkları boş ve oraya koyabileceğim bir yaratılmış yok..
Saf ve temiz delice çıkarsız gerçek sevgiyle sevecek, sevilecek benim için hiç bir zaman yaratılmamış...
Ama ben olmayanı hasretle, özlemle seviyorum..Beni incitmez,kırmaz,yalan nedir bilmez..
Tek suçu var hiç gelmez gelmiyecekte..Ben yinede onu bekler delicesine severim..
Gözlerim seyirse yollarda bana geliyor sanırım..
Bir umut olmalı yatılmamışı dünyada var olmayanı sevmek beklemek..
Buda benim umudum..
Ömrümün sonuna kadar beklemek..

Yarın deli dolu bir kız gibi yaşamak istiyorum..Belkide İstanbul'u yeniden keşfetmek gibi..
Onunla yeni tanışan flört gibi sen kazan ben kepçe..
Birden onu ne kadar sevdiğimi hatırlıyorum..
Daha on gün önce senden kaçmak hemde hiç gelmemek üzere millerce yol yapıp on günde geri geldiğim gibi..
Sana hasretle sana sevgiyle baktığım havasını ciğerlerime çektiğim canım İstanbul'um gibi..
Ben seni terk etmedikçe sen beni gecelerinle..
Gündüzünle baharınla yazınla kucaklar sarar sarmalarsın aziz İstanbul'um..
Çirkini..Güzeli..İyiyi,kötüyü bağrında saklayan güzel şehrim..
Sende büyüdüm.Sende öleceğim..
             
Sabah işe gider gibi kalkacağım ve her günkü gibi resmi değil..
Spor rahat sıcak kıyafetler..
İşi de kıracağım yarın..Ben ve içimdeki hiç büyümeyen küçük kız ver elini otobüse..Oradan gözünü sevdiğim nostaljik banliyö treni..Okula giderken onca anı canlanır gözlerimde; Belki yeniden yaşarım geçmişimi bir anlıkta olsa..
Trenden in sirkeciden adalar vapuruna..Tam çılgınlık bu havada adalara gitmek..
Olsun bu gün kıyafetimle yaptıklarımla sıradışı olsun...
               
İçimde tarifi imkansız bir acı var; Ben duygularımı yönlendirmek istesem de başaramıyorum..
Benim içimde başka bir ben var sanki;İkimiz çatışma halindeyiz..
Ben yaşamı yaşanır yapmaya çalıştıkça o bana dert yüklemesi yapıyor görmek istemediklerimi gözüme,
gözüme duymak istemediklerimi kulağıma üflüyor..
Ben benden kaçtıkça o beni kovalıyor..
Beni böylesine yeyip bitiren anılarımı yoksa kaçıp kurtulmak istediklerim mi??
             
Tarifsiz duygular seline kapıldım..Yüreğim hasretinle yanmakta;
Ben seni unutmak için harcadığım bunca çaba
kirpiklerime takılıp kalıyor..
Nefret etmek istiyorum yüreğim senin sevgini korumaya almış hiç bir duyguyu kabul etmiyor..
Ben bana sözümü geçiremiyorum..Bu ne biçim duygudur seni sevmeyeni nasıl seversin yüreğim..!!
Hani senin gururun..Hani kimseye bunca zamandır eğmediğin başın..
             
Kimselere açmadığın yüreğin,şimdi bir hayalin kölesi olacak kadar küçülüp,gururunu yerlerde sürüklenecek kadar sevmeye,gözlerinden pınarlar akıtmaya değecek kim..??
Var mı öylesine sevilecek bir kul yok bilirim.
Söz dinlemez asi yüreğim;Söz dinlemez içimdeki çılgın küçük kız..
Çaresizim Allah'ım..
001tf6ch2
             
Uyumak istiyorum...
Öyle hasretim ki başımı yastığa koyar koymaz uyumaya.
İçimde senli rüyaların olduğu uykulardan uyanmaya..
Öyle hasretim ki;Bir kerecik bile seni misafir edemedim rüyalarıma...
Kirpiklerim birbiriyle buluşsa,ruhum sükunete kavuşup arşı alaya doğru yükselse,
belki sende benim rüyama geleceksin.
Artık istemiyorum zaten ne seni,ne senli rüyaları..
Saatlerin sıfırlandığı gibi bende hayatımı,
hayallerimi bana ait olan her şeyi sil baştan yapabilseydim..
Hayatıma kendi iradem dahilinde ki olayları ve kişileri ekleye bilseydim..
Şimdi uyumam lazım sabaha kadar yorgan ve yastıkla savaş halinde olsam da uyumam lazım..
             
Yıldızlarım hep kavuşmaları andı yanık türkülerle..Yüreğimde beslediğim umut bülbülleri ise hep vuslatlara yandı..Kelimelerim mevsimlerin koynunda her gece gidenlere ağladı...
Bu kadar sevmenin bedeli ayrılık olmamalıydı düşündüm hep ...
Belki de bunu hak ettim ben. Şöyle bir söz vardır:
“ İyiliği Yaradan’dan, kötülüğü nefsinden bileceksin “ .
Demek ki ayrılıkları,hak etmediğim sevdaların suçu kendimde sabittir.
Suçlu aramaya gerek yok.
Suçlu yüreğim ve aldığım nefestir..

Bu nasıl oluyor bilmiyorum...
Artık yokluğun canımı çok yakmıyor..Şimdi seni düşünüyor,düşlüyorum..
özlemin kavuruyor içimi ne olur,ne olurdu yanımda olsaydın diyorum..
Susuzluktan kavrulmuş çiçekler gibi boynum bükük.Gözlerimde damlacık oluyorsun.. Hayır,hayır diyorum seni hala sevdiğimi kendimden bile saklıyorum.
Canım acımıyor artık yokluğun yok oluş gibi gelmiyor..
Gülümsüyorum seni düşündüğüm zaman özleminden titresem bile yüreğim ılık meltemler gibi mutlulukla doluyor..
Anladım ki sen hep benimle ben olacaksın başka yolu yok bunun..
Sen benim tek sevdiğim olarak kalacaksın..
              
Çevremi inanılmaz bir kalın simsiyah boyanmış aşılmaz duvarlar örülmüş;
Ne kadar çırpınsam da ne kadar kanatlanmaya çalışsam da aşamıyorum;
Ben pembe renkli bulutları olan bir dünya düşlesem de her şey siyaha boyanıyor..
Sevdiklerim yok oluyor bir şekilde avuçlarımdan kayan su gibi yok oluyorlar..
Sevdiğim çiçeğim boynunu büktü,soldu ben ona bakakaldım..
Sevdiğim kuşum gözlerimin önünde öldü..
Oğlum yüzüne bakmalara kıyamadığım bebeğim kollarımın arasında mutlak gideceğimiz yere benden önce gitti acıları..
Anıları bana bırakarak..
Şimdi sevmeye korkuyorum çok seversem sevgim onları yokmu eder.??
35486370ej2
Gözlerinden bir yudum nefes alıp alıp sana yazıyorum yine.Yürek mürekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yaşıyorum satırlarımda.Sen ve ben.Şimdi ikimizde geceleri çok farklı...
Birimiz başını yastığa koyuyor,Birimiz bir yabancının omzuna..
Ve ikimizde degişik başlıyoruz güne birimiz uykusuz kalmış.birimiz yarin koynunda..
İki ayrı kentin sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı.
İmkansızlığın içinde,yokluğun acı nefesinde " aşkı " soluyan iki yürek.
Boşver gülüm. Suyla ateşin,geceyle güneşin birbirlerini sevmesi gibi
imkansız olsa da aldırma.....
Ne günler görüyor insan,nelere dayanıyor gönül...
Demek ki gücümüz var dayanacak ve demek ki hak ediyoruz bütün bu olanları...
Bir el en büyük darbeyi en sevdiklerimiz aracılığıyla vuruyorsa bize,
bin nasihatten öte bir musibet buluyoruz.Sevdiğimizi sandıkça yanıldık...
Aldık payımızı düşeni,uslandık...
Ve içimizdeki acıyı temizlemek için su değil gözyaşı kullandık!!!
               
Özel mesajların mıydı seni bana bağlayan.
Yoksa sayfama belirttiğin görüşlerin mi?
Belki şiirlerimdi,şiirlerinle sarmaş dolaş olan.
Neydi? - söyle! Seni bana iten, beni sana çeken.
Belki de zeytin rengi kara gözlerin.Nasıl duyguysa adını bilemediğim.
Saman altından su yürür gibi sessizce yüreğime akıp gitti sevilerin.
Saklı cümlelerim var,sineme attıgım...
Bu baharda gözlerimi yagmura buladım.dilimde kalır iki kelime..
Söylesem duymazsın,en iyisi bende kalsın..Senden sonra kimseye önemsiz şeyleri önemliymiş gibi anlatmadım..
Senden sonra Önemli birşey yaşamadım.Dokunulmamış düşlerim vardı benim.
Kimseye söylemediğim ve kimsenin bozmasına izin vermediğim düşlerim vardı.
İçinde sen olan ama senin bile bilmediğin,dokunulmamış,kirletilmemiş,bozulmamış düşlerim vardı.
Beni bu kadar mutlu eden onlardı.Sana bakarken masallar yazardım ben,
seni dinlerken, sana dokunurken,her harfinde bir düşü saklayan masallar.
Kimse bilmezdi.
Sen bilmezdin.
Kirlenmesin diye söylemez



(alt)



Canım "dostum" yanlızlığa mektubum...



Sevgili Yalnızlık,

Nasılsın ?
İyi misin?

Umarım gittiğin yerde mutlusundur…Beni soracak olursan şayet; sensizliğe alışmaya çalışıyorum.

İnan ki,sen gideli çekilmez oldu buraları…

Geçenlerde bir arkadaşımla ayak üstü seni konuştuk.
Sende tanırsın o’nu…”Birliktelik”.Seni sordu bana ama cevap veremedim.
Çünkü“Güvensizlik”bizi gördü.Çok kızıyor onunla konuşmama…

Zaten o’nu da uzun zamandır görmüyordum.

Biliyor musun sen gideli,çok değişti buraları…“İnternet”diye bir şey icat etti insanlar.

Güya,asrın buluşuymuş…Bana sorarsan asrın vebası…İnsanların akılları için bir hapishane…
Gardiyanı da “Güvensizlik”,hani yukarıda bahsettiğim duygu…

Bakır kablolarla akıllar birbirine bağlanıyor,düşünceler o kabloların içinden akıyor, akıllara…
Ama düşüncelerde ki duyguları filtreliyorlar,geçmesi yasak çünkü…
Onun yerine işaretler var.

“:)” bu gülüyorum demek, mesela…
“:))))))” bu da çok-çok gülüyorum.

Hatta sana bu mektubu onun içinden yazıyorum.Eğer duygularım filtrelenirse ve sana ulaşmazsa ne olur bana kızma…Aklım bu hapishanenin içinde tutsak çünkü…

Canım dostum,senin yerine hangi duyguyu hissettiğimizi merak ediyorsundur eminim…
Maalesef artık bir şey hissetmiyoruz…”Farkındasızlık” diye yeni bir durum var artık…
Kimse kendini ve kendinin dışında ki dünya’yı fark etmiyor artık…
Sanırım bende bu durumun içersindeyim…
Eğer,“Birliktelik”seni bana sormasaydı,emin ol senin gittiğini bile fark etmeyecektim…

Canım dostum,hatırlıyorum da;Deniz kenarında veya bir ağacın altında çok güzel zamanlarımız olurdu…
Eski Aşklarımı, eski sevgilerimi,eski arkadaşlıklarımı seninle paylaşırdım…
Seni kuvvetlice hissederim…
Sen bana“Birlikteliğin”ne kadar değerli bir arkadaş olduğunu hatırlatırdın ve bana öğüt verirdin…
Sen bana insan olduğumu hissettirirdin…

Artık onlar yok, maalesef…Çünkü“Sen”Yoksun!

İnsanlar arasında“Yalnız”değil!Kalabalıklar arasında“Farkındasız“bir şekilde dolaşıyorum,artık…

Canım dostum,burada mektubuma son verirken,seni ne kadar çok sevdiğimi söylemek istiyorum.
Seni çok özlediğimi de bilmeni istiyorum.

Lütfen artık geri dön…


10 Mart 2009 Salı

SENİ SEVMEK



sevmek; bakmak değil görmekse eğer,
sevmek; yanındayken başını
omuzuna koyabilmekse eğer,
sevmek; yanındayken yalnızlığı unutmaksa eğer,
SENİ SEVİYORUM....

* * * * *

sevmek; senle iken yere daha sağlam
basabilmekse eğer,
sevmek; yokluğunda seninleymiş gibi
hissetmekse eğer,
sevmek; hayallerine senide sokabilmekse eğer,
SENİ SEVİYORUM

* * * * *

sevmek; yatağa uzandığında, seni düşlemekse eğer
sevmek;sen üşüdüğünde gölgemle
seni ısıtmaksa eğer,
sevmek; sevdiğini çıklık çığlığa söylemekse eğer,
SENİ SEVİYORUM

* * * * *

sevmek; el ele tutuştuğunda kalbinde bişeylerin
kopmasıysa eğer,
sevmek; gözgöze geldiğin de hiç kıpırdamadan
bakabilmekse eğer,
sevmek; kalbini kalbinde hissetmekse eğer,
SENİ SEVİYORUM


Arayı Açmayın Emi...



http://kursunsabriomer.blogspot.com


Sizmi geldiniz canlarımm!!!


Hoş geldiniz hele geçin şöyle,


Evimize benzemez burası,


Çömeşi verin münasip biryere...


İki gözüm üç kuzummm!!!!


Neredeydiniz bunca zaman


Çok bekletmeyin özlemekteyim sizi,


Durun hele şöyle doya,doya bir bakayım.


Suretinizi unuttum nerdeyse.....


Şu bayramlarda olmasa,


Uğramıyacaksınız buralara.


İlk göz ağrımmm!!!!yiğidim.


Bir bilseniz sizleri ne çok özledim.


Hiç değişmemişsin,hala dalğacı


Hala deli dolu,toparlan oğlum,
Bak burası yolun sonu.....


Yürek sızımmm!!!


Dermansız derdim,sen yinemi boy verdin??


Abini yine geçmişsin,


Dön yüzünü birkez daha seyredeyim.


Çok çökmüşsün be evladım,


dünyanın kahrınımı çektin?


Yıpratma kendini, bırak olacağı yere varsın,


Ben bile tüketemedim çekmekle,senmi tüketeceksin???


Minik kuşummmm!!!


Tombişim,hele bir adım daha yaklaş


Otur şöyle sağıma.


Hiç değişmemişsin,hala tombiş hala sevimli.


Kuran'ını hatmettinmi be buraya geleli???


Evdeyken dinlemezdinya beni


Kızma annem ,insan biraz yediklerine dikkat etmeli...


Ne o ağlıyormusunuz yine??


Kıyamam göz yaşınızın bir zerresine,


Hadi bırakın toprağımı koklamayı,


Ben burada rahatım,üzmeyin kendinizi.


Artık ne başımdaki o deli sancı var,


Nede yüreğimdeki ince sızı.


Tek derdim sizlersiniz,


Meleklere anlatıyorum her zaman sizi....


Hadi yavaştan toparlanın kuzularım,olan akşam


Bekletmeyin sevenlerinizi.


Arada bir gelin,çiçeklerimi sulayıp


Mezar taşımı silin,evimizde göz yaşımı sildiğiniz gibi,


Bu bahaneyle seyredeyim sizi,


Bekletmeyin beni, çok özlemekteyim sizi,


Bayramları beklemeyin,

Arayı açmayın emi???


BU YILINIZI İYİ GEÇİRDİNİZ Mİ?



http://kursunsabriomer.blogspot.com

Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
İyi bir yılın,bunlar gibi bir çok küçük şeye
bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yeni yılda düşünün!
Baharda hemen yayılın çimenlerin üzerine...
Acele edin,er veya geç;çimenler yayılacak üzerinize...

Can Dündar


8 Mart 2009 Pazar

Öylesine doldunki



 http://kursunsabriomer.blogspot.com/im2953

 

 

 

 

 

                       BAKIŞINA BİLE DAR GELİR DÜNYAM

                       AKLIMA GÖNLÜME SIĞAMAZ OLDUN

                       TEPEDEN TIRNAĞA SEN OLDU YAŞAM

                       YERİDE YURDUMDA DURAMAZ OLDUM..

 

                                

 

                       ESARET GÜNLERİM ŞİMDİ BAŞLADI

                       BU ATEŞ RUHUMU YAKTI HAŞLADI

                       HASTAYIM İÇİMDE HERŞEY YARALI

                       KENDİME BİR TÜRLÜ GELEMEZ OLDUM..

 

                                            

                       BİR YANDAN DOLAR BİR YANDAN TAŞAR

                       GÜLÜŞÜN SIĞMAZ YÜZYILA, AŞAR

                       BEDENİMDE SANKİ BİR ŞEYTAN YAŞAR

                       İYİYİ KÖTÜYÜ BİLEMEZ OLDUM...

                                                                                            

 

                      ALİ SÖNMEZ

Sevgili dostum Ali'nin son esrelerinden birisi bu şiir.   



Son durak...

Eğer 9 Canlı Bile olsaydın,
An Fazla 8 Kez Kaçabilirdin Ölümden!
Bil ki 7 Düvele Sultan Dahi Olsan,
kursunsabriomer.blogspot.comYerin 6 Mekân Olacak Sana.
En Fazla 5 Metre Kumaş Götürebileceksin!
Kapatacaksın 4 Açsan da Gözlerini!
Bu 3 Günlük Fani Dünyada.
Azrail’e 2 Kat Olup Yalvarsan da Nafile,
Ecel Geldiğinde 1 Gün Öleceksin! ;
İşte, O An Her şey 0 dan Başlayacak.
Çünkü;ÖLÜM BİR YOK OLUŞ DEĞİL, YENİDEN DiRiLiŞTiR!

Ömer Sabri Kurşun

http://kursunsabriomer.blogspot.com


Bu sayfada

Dakika

Saniye
Misafirim oldunuz




https://kursunsabriomer.blogspot.com[diploma.gif]
Diploma  of  Ömer Sabri KURSUN