"Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım’
"İlkesi olmayanlar ise şu sözlerime kulak versinler; kulakların küpe etsinler... Atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Biline ki tüm evren canlıları tarafından; Yaşama sebebim sensin. Seni çok sevdiğim doğru. Sen olmadan yaşayamam güzelim. Ama yaşadığım toprağı, soluduğum havayı, içtiğim suyu, kokladığım çiçeği, en önemlisi o asil milletimi çok seviyorum ben. Onlara duyduğum saygı ve sevgi bambaşka be güzelim.
Çünkü ben bir Türk'üm. Sense benim her şeyimsin! VATANIM BENİM?" "Ata'm sen gittin, gözlerim haykırışlarda. Mavimsi gözlerini görmeden, bakamamaya hasret. Ata'm! Bu Vatan bizim, Gençliğe Hitabenin izindeyim...
Gözyaşlarım dinmez ardından “ŞEREFİM ÜZERİNE YEMİN EDERİM.” Savaş ise istedikleri, senin telakkilerinle vuruşur geri dönerim..." Eğer; Bu miras hepimize ise, ya ayaklarımızı yere şiddetli basacağız, ya da yumruğumuzu masaya sert vuracağız...
Yâda bu Vatan için; bu Vatanın topraklarına gömüleceğiz… Beni 'gözyaşlarım' ilân ettim ve ben -yani gözyaşlarım,- zehirli kül tablasına döküldüm. Biraz tuzluyum, biraz da ekşimtırak. Zaman, acıyı barındırdı ve kederiyle teğet geçti bizlere...
Altı çizilen belli başlı kurallarım, eşkıyayı benden de beter etsin... Biline ki; Toros dağları kokarım ben, Çukurova’dan yollanan… Karadeniz’de hırçınca soluklanan… Ağrı dağının zirvesinde Nuh’u selamlayıp, Marmara’da dinlenen. Nemrut dağında Güneşle Dünyayı selamlayıp Akdeniz'e at süren, Ege' ye el verip sevdalanan, Ege'nin mavi yeşil koynuna düşen ben asil bir kan taşıyan Yörük'üm.
Doğanın ağır şartlarında, ağır eğitilmiş asil bir soyun genlerinin tüm özelliklerini taşıyorum bedenimde, ruhumun hamurunu ecdadımın asil kanıyla yoğurmuşlar. "Bazen dost, bazen de düşmanım olan doğayı, eşkıyayı bağrında saklarken yakalarsam... İhaneti kaldırmayan yüreğim, ikisini de ilk fırsatta bir kaşık suda boğar. Şaşırmayın! Elbet dediğimi yaparım. Gözyaşlarımın son durağı, beyaz postallarım da Türk bayrağı...
Bu söz kalleşlere nispet olsun. Ben haine beddua etmem. Yaşıma sükût edip, zamanı ileriye tekmelerim. Tekmelediğim yaşa gelince, direkt uygulamaya geçerim. Avını bekleyen sakin bir aslan gibi… Sonunda daha fazla gözyaşı dökmemeye karar verdim.
Zaten şimdiye kadar döktüklerim ile o hainleri boğar geçerim. Ben, geçmişi olan asil bir milletin içindeki küçücük bir yüreğim.
Gerisi ufak teferruat benim için… Can-ı veren De O, Alan da O!.. Ben vermeye hazırım! Senin için Türkiye’m, Vatanım!.. Ey kendini bilmez telaşlı kanatsız kuşlar...
Sanatkârın dediği gibi: Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz!.. Ben Hero filmindeki kahraman değilim ki; Gökyüzündeki oklar kafama insin. Ben Hero ‘nun ta kendisiyim. İnen Oklar Efendisi!.."
(alt)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder