İçim üşüyor, yüreğim buz gibi...
İçim üşüyor kadın, yüreğim buz gibi...
Göz göze gelmekten benimle, ölesiye korktuğun hissi… Engellerdi dikmemi gözlerine gözlerimi...
Göz göze dahi gelemezken biz yüreğine yüreğimle nasıl
dokunabilirdim ki?
Tek çözüm gitmekti... Evet... uzaklaşıp gitmek…
Lakin şarkıların nakaratı gibiydin, işte yar! bu nedenle
dönüp dolaşıp sana geliyordum her seferinde...
Ve bu nakarat anlarında göz göze bakışamayan, yürekleri
birbiriyle kaynaşamayan biz tentene gelebilmiş olmamız ne büyük çelişkiydi...
Bu yalan sevişmelerdi üşüten işte içimi...
Gitmeye durmuşken... ılık yüreğim tıp tıp atarken sol
yanımda, ne acı tesadüf ki nakarat kısmına denk gelmiştim şarkının... tam
gitmeye durmuşken yaşadığım yalan esriklik değil mi? buza kesen yüreğimi... İçim
üşüyor be yar içim… yüreğim buz gibi...
Duymak istemiyorum artık bu şarkıyı, sussun orkestra,
bitsin şu lanet melodi...
Yüreğim don ayazda diyorum yar... İçim üşüyor... buz
gibi... kristal buz kesti yar…
Lakin şarkıların nakaratı gibiydin işte sen yar, dönüp
dolaşıp sana geliyordum her seferinde...
Eksik bir melodiye dönüşüyor aşk yarıda kalınca. Ya sözü
olmuyor, ya da notaları duyulmuyor. Sevgili aşk yaşatıp tüketilmeli, yarıda bırakılması en tehlikeli şeylerden
biri... bu nedenledir yar dediğim yar! Buza kesti gayri yüreğim kristal buza…
dokunma! daha çabuk kırılır artık, dokunma dedim yar dokunma… bırak bırak beni
buzlarımla öleyim… don ayazda ben…
Üşüyorum
Artık son duraktayım
Yok gidecek başka bir yerim
Bil ki tek özlediğim
Senin sıcak ellerin
Dokununca onlar bana
Yeniden döndürecek hayata
Sakın ağlama
Gözyaşlarına dayanamam
Bu karanlık dünyada
Ben sensiz yaşayamam
Açan tüm çiçekleri baharın
Gülücüklerin de senin
Bırakma ellerimi
Isıtsın beni
Sımsıcak ipekten tenin
Sevgi dolu güzel yüreğin...
"yüreği üşüyen çınar"
13.09.2010
Ömer Sabri Kurşun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder