Bilirim,bu şarkı korkutur bazen insanı.
Neler oluyor diye sormadan bir duygu selinin içinde bulursun kendini.Ama zaten aşk öyle bir şey değilmidir? Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi? Bırak kendini bırak ki aşkınbüyüsü sarsın seni.Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak.Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa.Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım.Kaygısızca yaşayalım aşkı,eriyelim birbirimizde.
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın,soluklarımız birbirine karışsın.Sadece bomboş bir salon ve kocaman bir sahne sahnede ben! Ve sessizlik hüküm sürecek.Kapalı gişede kapalı bir oyun benimkisi,sahne hafif loş olacak benim gölgem ise perdelere vuracak biraz boynum bükük,bir de ellerim boşluğa uzanacak.Ağlama sahnesi yok bu oyunda!Gözlerim hüzünlü ama mutlaka kupkuru kalacak...tarifini yapamadığım duygular var yüreğimde.Dilimin ucuna kadar gelen fakat yazmaya cesaret edemediğim kelime.
Her an ağlamaya hazır gözlerim.
Ruhum o kadar hassaski bu günlerde,ufacık şeyler bile beni üzmeye yetiyor.
Yazıyorum yine yazmak beni rahatlatıyor çünki yüreğimde birikenleri kelimelerin ince dönüşlerine gizliyorum.Yazmayı seviyorum daraldığım,kendimi iyi hissetmediğim zamanalarda kalemime sarılıyorum.Hayat,çarpar ya ağırlığını camlarına evlerin,ışıklara aldanmayın,evler de yalnızlıktır,evler de..
Siz çekersiniz gece büyür, gece çeker de bazen siz küçülürsünüz; geceler yalnızlıktır...
Yalnızlığın tablosunu çizer ufukta biri,atlasını yalnızlığın uzak sularda bir gemici;birileri sınırlar koyar,haritalar basar biri;oysa harita basan bütün matbaalar suçlu,bütün silgiler yalancıdır,haritalar yalnızlıktır...Mutlu oLmak ne? Gülümsemek,umut etmek ne? Ben hepsini unuttum senin yanında.
Sana gel dedikce kaçar oldun benden.Yine söylüyorum sana gelme desemde gel artık İçim acıyor Sensiz bir sabaha uyanamıyorum.. Gel artık gidişinin verdiği acı kadar gelişininde verdiğı mutluluk olsun olur mu? Beni bu sefer gözlerimin görmediği sevdaya tutsak etme ama olur mu?Beni bu sefer gönlünün yükü say olur mu?Bitmek için başlayan hikayeler vardır alır seni hayatın köşesinden ansızın.
Yüreğindeki acılara kendinden de ekler bir kaç ahçeker yarası. Savurur ayrılığın kokusunu sardığı bedenini gökyüzünde.Yıldızlar ortak olur göz yaşlarına ve getirir bırakır usulca hayatın başka bir köşesinde...Usulca çıkar gider hayatından düşünmeden arkasında bıraktığı acıları...Çünkü kızmak hele de sevdiğin için ayrı da olsa şükür etmeyi bil. Ben her zaman böyle yapıyorum bir çok insanın rastlayamayacağı isteyip de başaramayacağı kadar çok sevdim.Giderken söylemek istediklerim vardı.
Tıpkı ellerini tutmak boynuna sarılmak istediğim gibi son sözlerimde yüreğimin derinlerinde kaldı gitti.Ama bana öyle bir şans verilseydi sana şunları söylemek isterdim: Sen benim gözümde aşkımı sevgimi hak edecek kadar yücesin.Bu kalp seni sevmeyi hak ediyor sen de bu kalpte olmayı.Hiç üzülme emi kara gözlüğüm küçüğüm bu kalbi hep senin için taşıyacak.
Gittiğin yerlerde mutlu ol.sıcacık hayatlar kokuyor kelimelerim seni buldukça.Ki nereye baksam,kimi görsem,kimi duysam sensin...Sen kalıyorsun gözlerimin en yüksek dağında...Ve sana yürüyüp dokunuyorum göğün yıldızlarına,umut veren ağaçlarına yaslanıp bulutların ardından bakıyorum güneşe.Sana uzandığım toprağa her yüzümü sürdüğümde, papatyalar kokuyor tenim...
Senden önceydi suflörsüz bir sahnede kör adam rolüm.Ve senden öncelere denk geldi intihar mektuplarım. Sorgusu bitmiyordu düşlerimin,isyan çok sesli bir koro gibi sahnesinden vuruyordu yüreğimi.
Senden önceydi sarmaşıklarla dolu umut yolları,seni bilmeden yürüdüğüm yollardı acıyı katık yaptığım sancılar... Her karartı, senden önceydi ellerimde yaşayan.Aşkı bir oyun, sevgiliyi de bir oyuncak gibi görüyordum. Önce her çocuk gibi o oyuncağa sahip olmak için her şeyi yapıyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder