İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler...
Trene binerler ve kompartımana çekilirler.
Ertesi gün, yaveri, Atatürk’ün kompartımanının kapısını çalar.
Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır.
Yaveri: "Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz", der.
"Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım", der.
Yaveri: "Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik", der.
Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir:
"Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım.
Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması".
ATAMIZ SAYESİNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Kİ; HALA UYANAMADIK ?
Ömer Sabri KURŞUN
KEYİFLE VE DUYGULANARAK OKUYACAKSINIZ...
Gazi, çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladı.Atatürk attan inerek bu ihtiyar
kadının yanına sokuldu.
Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
— Nereden gelip nereye gidiyorsun?
— Neden sordun ki, dedi.Buraların saabısı mısın? Yoksa bekçisi mi?
— Ne sahibiyim nede bekçisiyim nine.
Bu topraklar Türk milletinin malıdır.Buranın bekçiside Türk milletinin kendisidir.
Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
— Tabii söyleyeceğim,ben Sincan'ın köylerindenim bey,otun güç bittiği,atın geç yetiştiği,kavruk köylerinden birindeyim.
Bizim muhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim.
— Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
— Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da...
Benim iki oğlum gâvur harbinde şehit düştü.Memleketi gâvurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum.Rüyalarıma girdi Gazi Paşa.
Bende gün demeyip mıhtara anlatınca,o da bana bilet alıverip saldı Angarya,giceleyin geldimdi.
Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
— Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı?
Kadının birden yüzü sertleşti.
— Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki...
O bizim Vatanımızı gurtardı.Bizi düşmanın elinden kurtardı.Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne
isteyebilirim ondan?
Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz.Şunun bunun gavur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı?
Buralara bir defa yüzünü görmek,ona sağol paşam! Demek için düştüm.
Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek.Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver.
Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu,çok duygulandığı her halinden belliydi.
— Görüyorsun ya Gökçen,işte bu bizim insanımızdır...
Benim köylüm,benim vefalı Türk anamdır bu.
Attan indim,Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim,sen gökte aradığını yerde buldun,rüyalarını
süsleyen,seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani Atatürk işte karşında duruyor.
Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü.
Elindeki değneği yere fırlatıp,Atatürk'ün ellerine sarıldı.
Görülecek bir manzaraydı bu.İkisi de ağlıyordu.İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri
kurtarılan,ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı.
Yaşlı kadın belki on defa öptü atanın ellerini.Ata da onun ellerini öptü.Sonra heybesinden
küçük bir paket çıkarttı.Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri.
Bunu Atatürk'e uzattı;
— Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim.
Seversen gene yapıp getiririm.
Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi.Çok beğendiğini söyledi.Sonra birlikte köşke kadar gittik.
'Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin.
( 'Ananı da al git' diyenler var artık zamanımızda )
Sonra köyüne götürün.Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.
ORTADA DOLAŞAN SAÇMASAPAN MAİLLERİ 10 KİŞİYE YOLLAMAK YERİNE, BU TÜR YAZILARI HERKESE YOLLARSAK
BELKİ ATAMIZIN DEĞERİ DAHA ÇOK ANLAŞILIR.
BELKİ BAZILARI DA VATANDAŞLA NASIL KONUŞULACAĞINI DAHA İYİ ANLAR.
Ömer Sabri KURŞUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder