*NE BEKLEDİĞİM SENSİN NE DE*
Resmedilmiş bir akşam tablosunda dolanır kaderim. Ben dağlara sokulurdum. Yangının adı bendim. Zorlu yollar çizilmiş önüme. Ayşe Eyyüpkoca
Kızıl açar ve duman kokar çiçekleri beldemin.
Oysa bir sabah tablosuydu düşlerim.
Adım denizdi.
Taşardım kıyılarında kentin.
Sular altında kalırdı şehir.
Geride titrek mum alevleri,nefesimi dağlara sürerdim.
Dağlar bana...
Bir güvercin sıcaklığında kavrulurdu göğsümüz.
Rüzgar eser ve savururdu yelelerini aşkın.
Kızıl kıyamet yüreklerimiz.
Kızıl kıyamet gözlerimiz.
Yangının adı deniz.
Dolunay girerdi uykularıma.
Köprüler kurardı yastığımda
Buğusunda gecenin,
Hercümerç kalırdım ortada...
Tutkuya dönmüş aşklar yatırırdım
Nerden bilebilirdim ki ateşler düşecek yazgıma,
Hayatın kuleleri sallanacak boyuna...
Aşk, ebruli bir tebessümdü kalbime.
Kalbim kedere gebe!
Sararmış şiirler defterimde.
Hangi yana baksam elemin içimde...
Tarihler unutulur mu dersin, tarihler yakılır mı?
Önüne kara bir not düşürüverir hayat, hiç ummadığın bir yerde.
Hani yaz sıcaklığı, kavrulmuş toprak kokusu.
Akşam tablosu işte...
Beni senden kaçıran senin benden kaçırdıklarındı aslında....
Boşver!
Ne beklediğim sensin artık,
Ne de saçlarına aklar düşmüş delikanlı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder