Ankara’ya Kar Yağıyordu Ankara’ya kar yağıyordu ve ben üşüyordum Emine Sevinç Öksüzoğlu
Kara kışlara yakalanmışken yüreğim
Unutmuşum baharın o güzelim tadını
Umutlara darılmışım sessiz sedasız
Umut etmeyi de unutmuşum aslında
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben yalnızdım
Yalnızlıkları arkadaş bilmişim
Karanlıkları aydınlık seçmişim kendime
Aldanmışlığı çok gerilerde bırakıp
Boşlukta bütünleşmişim yalnızlık denen vuslatla
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben sensizdim
Sevdalı limanlarda kendimden vazgeçmişken ey sevgili
Girmeyecektin dünyama
Yalancı rüyalar sunmayacaktın ürkek uykularıma
İmkânsızlığı zehir gibi akıtmayacaktın ruhuma
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben çaresizdim
Günlerin gecelerin tadı yok sensiz
Çaresizliğin bilinciyle kapatmışım ruhumu her şeye herkese
Beni sorma artık
Suyu tükenmiş limanların denizlerine yürüyüp duruyorum hala
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben yürüyordum
Her esintide soluğunu hissedip seni içime çekerken
Bilesin ki yokluğunla ruhum sızlıyor sevdiğim
Benden uzaktasın oysa ki bir ömür kadar
Bir ömür…
yalnızlık…
sen ve ben…
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben susuyordum
Sevdalara sığmasa da sesim haykıramazdım
Açmayacaktın gönül pencerelerini sonuna dek
Gözlerini sürmeyecektin gözlerime
Sevdanın o en çıkmaz yollarına salmayacaktın düşlerimi
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben ağlıyordum
Hayatımın sesi kısılmış
Yaşlanmış dudaklarımdaki kelimeler
Kimse aramıyor kimse anlamıyor beni
Sadece kırık bir tebessümdür anımsadığım
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben kavgalıydım
Döndürmeyecektin yolundan duygularımı
Kıpırdatmayacaktın yüreğimin yalnız kuşlarını
Canımı sıkıyor bir ömür tükettiğim hayat kavgası
Meğer seni severken sevmişim ben bu hayatı
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben karanlıktım
Yıllarca acılara kucak açıp direnmişim yaşama
Şarap misali sensizliği de içmişim bir yudumda
Yeni gelen günle aydınlatmayacaktın sabahlarımı
Yarım bırakmayacaktın acısına vurulduğum bu aşkı
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben hüzünlüydüm
Hüzün gözlerimden gitmeyen misafirdir artık
Soğuk karanlık gecelerde kayıp çocuk resimleridir hüzün
Bilir misin gittiğinden beri kayıp içimdeki çocuk
Ve bilir misin bu kayıp çocuk seni çok özler
Ankara’ya kar yağıyordu ve sen yoktun
Özlem tek yönlü bir yol işte gidipte dönmeyen
Ve sen bir yel gibi esip gittin hayatımdan
Yolun tam ortasında bırakmayacaktın beni sevdiğim
Ben yelkenleri kırık tekneler gibi bakakaldım ardından
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben seni özlüyordum
Yorgun karlar üzerinde seni ne zaman hatırlasam
Bir hüzün şarkısı kırılır kalbimde
Ve adın bir sevda türküsüydü yüreğimde
Suskun yüreğimin sessiz türküsüydün içimde
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben yüreğimi arıyordum
Seninle dört mevsim baharı yaşadım gözlerinde
Dört mevsim çiçekler açtın kalbimde
Üzerine çiğ taneleri düşmüş kırmızı güldün benim için
Seni tüm renklerde sevip özlemiştim oysaki
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben şiir yazıyordum
Her renkte sevdiğim sevgi çiçeğimdin benim
Senin için en nezih kelimelerden şiirler yazdım
Tarif edemedim diye gönlümün diliyle seni
Hepsini yırtıp attım…
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben üşüyordum
Her zerresi buz gibi yüreğime düşüyordu
Benim de düşlerim yağıyordu Ankara’ya
Kimsesizliğin verdiği bir çaresizlikle
Yüreğim Ankara’da donarak ölüyordu
Ankara’ya kar yağıyordu ve ben hüzünlüydüm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder