Sessiz sesiz akan bir pınarın kenarında, boy atmış, çalılar arasında,
tek başına koca bir çınarsın.
Hangi rüzgârlar taşımıştı buraya, toprağa ne zaman düşmüştü tohumların?..
Böyle tek başına kaç yıl yaşadın?
Oysa bine kadar da saymıştın. Dallarından düşen, bedenini terk ederken her birine ayrı ağıt yaktığın, sararmış yapraklarının düştüğü, altından geçip giden pınarın sularıyla aktı yıllar...
Saymaktan yoruldun değil mi?..
Kaç yıldır da saymıyorsun, onu bile unutmuş bir halin var.
Kaç dalın kırıldı, kaç yaprağın koparıldı?..
Hatırlamıyor musun?
Özgürlüğe sıkılan kurşunlar, bedenine saplandı...
Aydınlığa çekilen bıçaklarla, çizgi çizgi yarıldı...
Dallarında serçeler dondu kaldı...
Üveyikler ötmedi, kumrular, güvercinler yapraklarının arasında sevişmedi.
Dallarına serçeler yuva kurmadı...
Kor ateşler içinde kaldığın nice günler oldu...
Her gelen bir şeyler aldı. Bir şey kopardı gitti kanatarak...
Giderken ardında yaş damlayan bedenini bırakarak...
Hele de o yıllar, geçip giden yıllar. Ah o yıllar ah! hiç acımadılar hiç...
Yalnızlıklarsa hiç bırakmadılar seni değil mi?..
İnatla tutunan birkaç yaprak gibi, dallarımda hep asılı kaldılar...
Gün geldi, ormanda olmayı özledin paramparça olmuş bedenine bakarak.
Yüksekçe bir tepeye tırmanıp, yıldızlara, aya dokunmak, pınarın sularıyla akıp, ırmağın sularına karışıp, denizlerin engin mavilerine akmak, kaybolmak, yitmek istedin yitmek.
Ama köklerin bırakmadılar...
Ve birden bir ses geldi gök kubbeden fısıltıyla…
Yalnız senin duyduğun, son meltem gibi bedenini saran;
‘ey koca çınar ağacı, saplanmışsın kendi toprağına, dökülmüş yaprakların.
Solmuşsun yıllar yılı yaşadığın acılarla. Kim bilir neler yaşadın yıllar yılı.
Yıkmışlar yanındaki dostlarını, arkadaşlarını. Yalnızsın, tek başına kalmışsın.
Susamışsın, bitkinsin. Ve hala yaşamaya çalışıyorsun...
Yaşamaksa bu tabi!.
Bir dön, bir bak ardında bıraktıklarına neler var.
Kırmışlar dallarını, canın acıyor.
Biliyorum gönlün kırgın, bedeninden yaşlar damlar.
Ne dersin? Belki biri üzülür, yanar.
Dersin, bilirim; şimdi üzülseler ne yazar...
Ama sen ayakta kal koca çınar.
Belki yaşayacağın son bir şey var. Ancak sen anlarsın, senden başka kim anlar.
Kimsenin anlayamadığı bu yaşanmışlıkları koca ÇINAR...
ÇINAR...
Ey koca çınar
Yılların nasıl geçtiYapraklarında bir ömür var
Gölgende anıların
Kim bilir kimleri gördün
O koca ömründe
Kimler anlattı seni
Belki de adına şarkılar
İlkbaharda sonbaharda
Ta ki yıllar seni
Yorunca ya ve alınca ya kadar...
10.02.2008
Ömer Sabri Kurşun

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder